a loud noise

listen to the pronunciation of a loud noise
الإنجليزية - التركية

تعريف a loud noise في الإنجليزية التركية القاموس.

racket
{i} curcuna

Devam eden bütün bu curcunayla uyuyamıyorum. - I can't sleep with all this racket going on.

Onlar dün gece büyük bir curcuna yaptılar. - They made a big racket last night.

loud noise
gürültü

Bir saatli bomba bir gürültü ile patladı. - The time-bomb exploded with a loud noise.

Yüksek gürültü beni delirtiyor. - The loud noise is driving me crazy.

racket
tenis raketi

George'un tenis raketini nereden aldığını biliyor musunuz? - Do you know where George bought his tennis racket?

Bugün senin tenis raketini ödünç alabilir miyim? - Can I borrow your tennis racket today?

racket
tehditle ya da kazıklayarak para kazanma
loud noise
şiddetli gürültü

Şiddetli gürültü onu hoplattı. - A loud noise made him jump.

racket
{f} hayatın tadını çıkarmak
racket
para sızdırma düzeni
racket
{i} argo meslek, iş
racket
{f} gününü gün etmek
racket
{f} gürültü etmek
racket
{i} şantajla para alma
racket
dili haraççılık
racket
{i} şantaj

Dokuz FIFA yetkilisi tutuklandı ve şantaj ve rüşvet ile suçlandı. - Nine FIFA officials have been arrested and charged with racketeering and bribery.

racket
{i} velvele
racket
{i} gürültü

Bütün bu gürültü nedir? - What's all that racket?

Ben bütün o gürültü ile uyuyamıyorum. - I can't sleep with all that racket.

racket
{i} k.dili. haraççılık
racket
{i} eğlence
racket
(isim) raket, kar raketi, kar ayakkabısı, şamata, curcuna, cümbüş, eğlence, gürültü, telaş, velvele, şantajla para alma, haraç, şantaj, dolandırıcılık, meslek [amer.], iş [amer.]
racket
{i} haraç
racket
şamatac
الإنجليزية - الإنجليزية
racket
yammer
loud noise
{i} bobbery
a loud noise
المفضلات