Tarih beşeri bilimlerin bir dalıdır.
- History is a branch of the humanities.
O, meşe ağacından bazı dallar kesti.
- He cut some branches off the oak tree.
Bankanın ülkenin her yerinde şubeleri var.
- The bank has branches in all parts of the country.
Şubelerimiz tüm ülke çapında uzanır.
- Our branches extend all over the country.
O geçen ay genel müdürlükten şube müdürlüğüne transfer edildi.
- She was transferred from the head office to a branch office last month.
Bir nar bülbülü bir ağaç dalında oturur.
- A robin sits on a tree branch.
Bir mermi ona vurduğunda ağaç dalı kırıldı.
- The tree branch broke when a bullet hit it.