a load or burden

listen to the pronunciation of a load or burden
الإنجليزية - التركية

تعريف a load or burden في الإنجليزية التركية القاموس.

charge
{i} suçlama

Cumhuriyetçi liderler suçlamayı reddetti. - Republican leaders denied the charge.

Suçlama doğru değildi. - The charge was not true.

charge
şarj

Arabamın bataryasını şarj etmek zorundayım. - I have to charge the battery of my car.

Cep telefonunu şarj etmeyi unutma. - Don't forget to charge your cell phone.

charge
{f} kredi kartından almak
charge
{f} sorumlu tutmak
charge
doyurmak
charge
kondurmak
charge
iş vermek
charge
memuriyet
charge
(Ticaret) direktif
charge
(Kanun) ittiham
charge
(Otomotiv) batarya

Arabamın bataryasını şarj etmek zorundayım. - I have to charge the battery of my car.

Güneş panelleri gün boyunca bataryaları şarj eder. - The solar panels charge the batteries during the day.

charge
vergin
charge
saldırı

Tom saldırı ve darp ile suçlandı. - Tom has been charged with assault and battery.

Tom şu anda ağırlaştırılmış saldırı suçuyla yüz yüze. - Tom currently faces charges of aggravated assault.

charge
{i} görev

Tom hâlâ resmî olarak görevde. - Tom is still officially in charge.

Patron beni görevlendirdi. - The boss put me in charge.

charge
(Askeri) Tank hücumu
charge
dolmak
charge
{i} iddia
charge
{f} uyarmak
charge
fiyat talep etmek
charge
doldurmak doyurmak
الإنجليزية - الإنجليزية
charge
a load or burden

    الواصلة

    a load or bur·den

    التركية النطق

    ı lōd ır bırdın

    النطق

    /ə ˈlōd ər ˈbərdən/ /ə ˈloʊd ɜr ˈbɜrdən/
المفضلات