الإنجليزية - التركية
تعريف a joining of two parts في الإنجليزية التركية القاموس.
- marriage
- evlilik
Evlilik ile ilgili bir karar vermeden önce, ebeveynlerine danışmalısın.
-Before you make a decision about your marriage, you should have a consultation with your parents.
Onların evliliklerinden haberin olmamasına şaşırdım.
-I'm surprised that you don't know about their marriage.
- marriage
- {i} evlenme
Evlenmek için acele etmeyin.
-Don't rush into marriage.
O Bay Doğru'yu bulmak istiyor. Onun yaşında, o evlenmek için hazır olduğunu hissediyor.
-She wants to find Mr. Right. At her age, she feels that she’s ready for marriage.
- marriage
- teehhül
- marriage
- marriage bed yeni evlilerin ilk gece yattıkları yatak
- marriage
- marriage broker para karşılığında çöpçatanlık yapan kimse
- marriage
- nikahın verdiği hak ve vazife
- marriage
- {i} nikâh
Nikahsız evliliklerin sayısının arttığını düşünüyorum.
-I think the number of common-law marriages is on the rise.
- marriage
- {i} evlenme töreni
- marriage
- {i} birleşme
- marriage
- marriage certificate evlenme cüzdanı
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a joining of two parts في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- marriage
a joining of two parts
التركية النطق
ı coynîng ıv tu pärtsالنطق
/ə ˈʤoinəɴɢ əv ˈto͞o ˈpärts/ /ə ˈʤɔɪnɪŋ əv ˈtuː ˈpɑːrts/
Resimler
المفضلات