Bunun keyfini çıkaracaksın.
- You'll get a kick out of it.
O dikkatsiz araç kullanmanın keyfini çıkarır.
- He gets a kick out of reckless driving.
Sadece heyecan olsun diye yaşlı bayanı öldürdü.
- He killed the old lady just for kicks.
Sadece heyecan olsun diye mi bunu yaptın?
- Did you do it just for kicks?
Bu atın çifte atmayacağını umuyorum.
- I hope this horse doesn't kick.
Ben çok üzgünüm. Niyetim sana tekme atmak değildi.
- I'm so sorry. I didn't mean to kick you.
A kick to the knee.