a hit in sabre competition made by striking with the edge of the blade

listen to the pronunciation of a hit in sabre competition made by striking with the edge of the blade
الإنجليزية - التركية

تعريف a hit in sabre competition made by striking with the edge of the blade في الإنجليزية التركية القاموس.

cut
{i} kesme

Makas bir şey kesmez. - The scissors won't cut anything.

Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir. - These two lines cut across each other at right angles.

cut
maktu
cut
yarma
cut
kesiştirmek
cut
biçme
cut
-e gitmemek
cut
sapmak
cut
parça

Tom pastayı altı parçaya böldü. - Tom cut the pie into six pieces.

Tom kız kardeşine bir parça kek kesti. - Tom cut his sister a piece of cake.

cut
azaltmak

Sigaraları azaltmak yerine neden sadece onları bırakmıyorsun? - Instead of cutting down on cigarettes, why don't you just give them up?

Fabrika üretimini azaltmak zorunda kaldı. - The factory had to cut back its production.

cut
kesinti

Bir elektrik kesintisi vardı. - There's been a power cut.

Birçokları, savunma bütçesindeki kesintilerin ordunun etkinliğini baltalayacağından korkuyorlar. - Many fear that cuts in the defense budget will undermine the military's effectiveness.

cut
dilim

Tom havuçları dilimlerken kazara elini kesti. - Tom accidentally cut his hand when he was slicing carrots.

Tom mutfakta, bazı sebzeleri dilimliyor. - Tom is in the kitchen, cutting up some vegetables.

cut
yarık
cut
{f} görmezlikten gelmek
cut
{i} tutam
cut
{f} yol açmak
cut
{f} (cut, --ting)
cut
tatsız
cut
{f} biçmek
cut
{f} kırpmak
الإنجليزية - الإنجليزية
cut-
cut
a hit in sabre competition made by striking with the edge of the blade

    الواصلة

    a hit in sa·bre com·pe·ti·tion made by strik·ing with the edge of the blade

    التركية النطق

    ı hît în seybır kämpıtîşın meyd bay straykîng wîdh dhi ec ıv dhi bleyd

    النطق

    /ə ˈhət ən ˈsābər ˌkämpəˈtəsʜən ˈmād ˈbī ˈstrīkəɴɢ wəᴛʜ ᴛʜē ˈeʤ əv ᴛʜē ˈblād/ /ə ˈhɪt ɪn ˈseɪbɜr ˌkɑːmpəˈtɪʃən ˈmeɪd ˈbaɪ ˈstraɪkɪŋ wɪð ðiː ˈɛʤ əv ðiː ˈbleɪd/
المفضلات