Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a grouping of words which maintain grammatical context in different usages

listen to the pronunciation of a grouping of words which maintain grammatical context in different usages
الإنجليزية - التركية

تعريف a grouping of words which maintain grammatical context in different usages في الإنجليزية التركية القاموس.

form
{i} davranış

Davranış vaazın en yüksek biçimidir. - Behaviour is the highest form of preaching.

form
{i} tarz

Resmi savaş beyanları 1942 yılından bu yana ABD tarzı değildir. - Formal declarations of war haven't been the United States's style since 1942.

form
{i} karakter

Karakteristik demokrasi, ülke yönetiminin bir şeklidir. - Representative democracy is one form of government.

form
{i} vücut

Tom eski bir vücut geliştirmeci. - Tom is a former bodybuilder.

form
{f} şekillendirmek
form
{i} tavır
form
basılı kağıt
form
olmak

Tom çok resmi olmak zorunda değildi. - Tom didn't have to be so formal.

Çok resmî olmak zorunda değilsin. - You don't have to be so formal.

form
geliştirmek
form
görünüş
form
form
form
çeşit

Çeşitli bulut oluşum türleri vardır. - There are several kinds of cloud formations.

Sami'de bir çeşit paranoyak şizofreni vardı. - Sami had some form of paranoid schizophrenia.

form
düzenlenmek
form
kondisyon
form
şekil

Tavşanın çabalarından etkilenen Buddha onu aya kadar yükseltti ve onu sonsuza kadar bu şekilde bıraktı. - Buddha, impressed by the rabbit's efforts, raised him unto the moon and set him in that form forever more.

İletişim birçok şekiller alır. - Communication takes many forms.

form
hal

'person''ın çoğul hali 'people''dır, 'persons' değildir. - The plural form of 'person' is 'people', not 'persons'.

O, hastalığından sonra, eski halinin sadece bir gölgesidir. - After her sickness, she's only a shadow of her former self.

form
teamül
form
düz

Düz bir sıra oluşturun. - Form a straight line!

form
{f} 1. şekil vermek, biçim
form
{i} sınıf

Biçim geçici, sınıf kalıcıdır. - Form is temporary, class is permanent.

On beş yıl önceki mezuniyetten beri eski sınıf arkadaşlarımla hiç karşılaşmadım. - Since graduation fifteen years ago I have never run into my former classmates.

الإنجليزية - الإنجليزية
form
a grouping of words which maintain grammatical context in different usages

    الواصلة

    a group·ing of words which main·tain gram·ma·ti·cal con·text in dif·fer·ent usages

    التركية النطق

    ı grupîng ıv wırdz hwîç meynteyn grımätıkıl käntekst în dîfrınt yusıcız

    النطق

    /ə ˈgro͞opəɴɢ əv ˈwərdz ˈhwəʧ mānˈtān grəˈmatəkəl ˈkäntekst ən ˈdəfrənt ˈyo͞osəʤəz/ /ə ˈɡruːpɪŋ əv ˈwɜrdz ˈhwɪʧ meɪnˈteɪn ɡrəˈmætəkəl ˈkɑːntɛkst ɪn ˈdɪfrənt ˈjuːsəʤəz/
المفضلات