a group of closely related animals that live and hunt together

listen to the pronunciation of a group of closely related animals that live and hunt together
الإنجليزية - التركية

تعريف a group of closely related animals that live and hunt together في الإنجليزية التركية القاموس.

pack
sarmak
pack
{f} paketlemek

Eşyaları paketlemek çok uzun sürdü. - It took me ages to pack up my stuff.

Paketlemek için cumartesi günü bana yardım edebilir misin? - Could you give a me hand packing on Saturday?

pack
savuşmak
pack
(Tıp) kompres
pack
-i denklemek
pack
hıncahınç doldurmak
pack
konservelemek
pack
tıka basa doldurmak
pack
{i} sargı
pack
(fiil) paketlemek, sarmak, ambalajlamak, yığmak, istiflemek, tıka basa doldurmak, toplamak, toparlanmak, eşyalarını toplamak, bavul hazırlamak, defetmek, defolup gitmek, vurmak
pack
{f} vurmak
pack
{f} eşyalarını toplamak
pack
pack ice bir araya toplanıp kitle haline gelmiş
pack
kapla
pack
(Askeri) AMBALAJ; AMBALAJLAMAK: Nakliyat sırasında malzeme veya gruplarını korumak için yapılan ambalaj işi; malzemeyi veya malzeme gruplarını bu maksatla ambalajlamak. Bak. "amphibious pack", "oversea pack"
pack
{i} (sigara için) paket
pack
(Tıp) Hastanın vücuduna konan buzla dolu torba
pack
{f} toplamak

Yolculuk için eşyalarımı toplamak zorundayım. - I've got to pack for the trip.

Bavulumu toplamakla meşguldüm, çünkü iki gün içinde Fransa'ya gidiyordum. - I was busy packing, because I was leaving for France in two days.

pack
{f} (bavulunu/bavullarını) hazırlamak; eşyaları taşınmaya hazır bir duruma getirmek
الإنجليزية - الإنجليزية
pack
a group of closely related animals that live and hunt together

    الواصلة

    a group of close·ly re·la·ted animals that live and hunt to·geth·er

    التركية النطق

    ı grup ıv klōsli rileytıd änımılz dhıt layv ınd hʌnt tıgedhır

    النطق

    /ə ˈgro͞op əv ˈklōslē rēˈlātəd ˈanəməlz ᴛʜət ˈlīv ənd ˈhənt təˈgeᴛʜər/ /ə ˈɡruːp əv ˈkloʊsliː riːˈleɪtəd ˈænəməlz ðət ˈlaɪv ənd ˈhʌnt təˈɡɛðɜr/
المفضلات