O, arkasında izleyen köpeği ile yürüyüşe çıktı.
- He went out for a walk, with his dog following behind.
Bizi izleyen birini görmedim.
- I didn't see anybody following us.
Galiba bizi takip edeni biri var.
- I think there's somebody following us.
Beni takip eden biri mi var?
- Is there someone following me?
Heyecanlı izleyici konser salonuna koştu.
- The excited audience ran into the concert hall.
İzleyici salonu doldurdu.
- The audience filled the hall.
Seyircilerin hepsi yabancıydı.
- The audience were all foreigners.
Seyircilerden bir tezahürat yükseldi.
- A cheer went up from the audience.
Titanik filmi tüm dünyada izleyicilere taşındı.
- The movie Titanic moved audiences around the world.
Tom Mary'nin izleyiciler arasında oturduğunu fark etti.
- Tom noticed Mary sitting in the audience.
Önceki hayatınızda kim olabileceğinizi öğrenmek için aşağıdaki formu doldurunuz.
- Complete the following form to know who you could have been in a previous life.
Aşağıdaki cümleleri Japoncaya çevir.
- Translate the following sentences into Japanese.
Tom ertesi Cuma Mary'yi görmek için gitti.
- Tom went to see Mary the following Friday.
Tom pazartesi günü geldi ve ertesi gün eve geri gitti.
- Tom came on Monday and went back home the following day.
Tom'un bizi izlemeyi bırakmasını istedim.
- I asked Tom to stop following us.
Beni izlemeni istemiyorum.
- I don't want you following me.
Dinleyiciler konuşmasından çok etkilendi.
- The audience were fascinated by his speech.
Konuşmacı mesajını dinleyicilere anlatamadı.
- The lecturer couldn't get his message across to the audience.
Yoğun yağış ardından büyük bir sel vardı.
- Following the heavy rainfall, there was a big flood.
Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı.
- Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite.
Seyirci kitlesi onu destekledi.
- The mass of the audience supported him.
Belediye başkanı büyük bir kitleye hitap etti.
- The Mayor addressed a large audience.
Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.
- Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.
Bu kitabın tavsiyelerini izleyerek, kendimi fakirlikten kurtarabilirdim.
- By following this book's advice, I was able to pull myself out of poverty.
Konuşma dinleyicileri derinden etkiledi.
- The speech deeply affected the audience.
Madonna'nın konseri büyük bir dinleyici çekti.
- Madonna's concert drew a large audience.
Bizi izleyen birini görmedim.
- I didn't see anybody following us.
Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.
- Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.
Romancı büyük bir okuyucu kitlesiyle konuştu.
- The novelist talked to a large audience.
Kazadan sonra o çabucak iyileşti.
- Following the accident he recovered quickly.
Daha sonraki adımlar nelerdir?
- What are the following steps?
Biz ona sonraki pazar bir pikniğe gitmemiz gerektiğini önerdik.
- We suggested to her that we should go on a picnic the following Sunday.
Daha sonraki adımlar nelerdir?
- What are the following steps?
Following the meeting, we all had a chat.
He had a loyal following.
See the following section.
The following wind sped us on our way.
... She started following this, she calls it ...
... And this young man in October of his freshman year said something like the following. “The ...