الإنجليزية - التركية
تعريف a feature existing only on the surface في الإنجليزية التركية القاموس.
- cosmetic
- {s} güzellik
Zaman iyi bir hekim ama kötü bir güzellik uzmanıdır.
-Time is a good physician, but a bad cosmetician.
- cosmetic
- {s} yüzeysel
- cosmetic
- güzellikle ilgili
- cosmetic
- dış görüntüye önem veren
- cosmetic
- (sorunun) yalnız dış görünümüyle ilgili
- cosmetic
- kozmetikle ilgili
- cosmetic
- plastik her türlü makyaj malzemesi
- cosmetic
- {i} bakım ürünü
- cosmetic
- güzelleştirici
- cosmetic
- i., s. kozmetik
- cosmetic
- {i} makyaj malzemesi
- cosmetic
- (Tıp) Cildi veya saçları güzelleştiren (madde)
- cosmetic
- {s} kozmetik
Leyla ziyaret ettiği her alışveriş merkezinden kozmetik ürünleri satın aldı.
-Layla bought cosmetics at every shopping mall she visited.
Endişelenmeyin, günümüzün kozmetik cerrahisi, Doktor Frankenstein'ın günlerinde olduğundan çok daha iyidir.
-Don't worry, present day cosmetic surgery is much better than it used to be in Doctor Frankenstein's days.
- cosmetic
- {s} plastik
- cosmetic
- {s} estetik
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a feature existing only on the surface في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- cosmetic
a feature existing only on the surface
الواصلة
a fea·ture existing on·ly on the sur·faceالتركية النطق
ı fiçır îgzîstîng ōnli ôn dhi sırfısالنطق
/ə ˈfēʧər əgˈzəstəɴɢ ˈōnlē ˈôn ᴛʜē ˈsərfəs/ /ə ˈfiːʧɜr ɪɡˈzɪstɪŋ ˈoʊnliː ˈɔːn ðiː ˈsɜrfəs/
Resimler
السابق
المفضلات