Bir toplu iğne düşüşünü bile duyabilirdin.
- You could've heard a pin drop.
Yağmurdan sonra sıcaklıkta bir düşüş oldu.
- There was a drop in temperature after the rain.
Yedinci sınıftayken okulu bıraktım.
- I dropped out of school when I was in the 7th grade.
Tom, Mary'yi John'un evinin önünde bıraktı.
- Tom dropped Mary off in front of John's.
Bir içki için uğrayalım.
- Let's drop in for a drink.
That was a long drop, but fortunately I didn't break any bones.