a fact; an item; as, a piece of news; a piece of knowledge

listen to the pronunciation of a fact; an item; as, a piece of news; a piece of knowledge
الإنجليزية - التركية

تعريف a fact; an item; as, a piece of news; a piece of knowledge في الإنجليزية التركية القاموس.

piece
{i} tane

Japon satrancında kaç tane farklı parça var? - How many different pieces are there in Japanese chess?

Fikrimi destekleyecek birkaç tane kanıtım var. - I have a couple of pieces of evidence to support my opinion.

piece
{i} taş (dama)
piece
{i} eser

Bu sanat eseri gerçekten paha biçilmezdir. - This piece of art was really priceless.

Bu müzik eseri dört hareketten oluşur. - This musical piece is composed of four movements.

piece
{i} kırıntı
piece
{i} kısa mesafe
piece
kalıp
piece
(Askeri) tek silah
piece
(Satranç) piyadeden yüksek taş
piece
parça

Tom pastayı altı parçaya böldü. - Tom cut the pie into six pieces.

Lütfen cevabı bu kâğıt parçasına yazınız. - Please write the answer on this piece of paper.

piece
(isim) parça, tane, bir parça, eser, kırıntı, piyes, iş, tüfek, kısa mesafe, kısa süre, taş (dama), piyondan büyük taş, madeni para
piece
{i} oyun, piyes
piece
{i} satranç piyadeden yüksek taş
piece
(fiil) yamalamak, parça koymak, eklemek, birleştirmek, parçalarını eklemek
piece
(Askeri) TEK SİLAH; TOP: Herhangi bir ateşli silah. Bir topçu silahı, bir makineli tüfek veya bir piyade tüfeğine bu isim verilir
piece
{f} eklemek
piece
{i} örnek
piece
{i} dama taşı
piece
parçalarını bir araya getirerek tamir etmek
piece
{f} parçalarını eklemek
piece
{i} parça, kısım, bölüm
الإنجليزية - الإنجليزية
piece
a fact; an item; as, a piece of news; a piece of knowledge
المفضلات