a dried seed or fruit with a hard shell

listen to the pronunciation of a dried seed or fruit with a hard shell
الإنجليزية - التركية

تعريف a dried seed or fruit with a hard shell في الإنجليزية التركية القاموس.

nut
{i} somun

Bu civata bu somuna uyuyor. - This bolt fits this nut.

Tom somunları sıkıştırdı. - Tom tightened the nuts.

nut
{i} ceviz

O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti. - Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.

Sorun hakkında gerçekten bir şey yapılmalı, ama bu balyozla ceviz kırmaktır. - Something really should be done about the problem, but this is cracking a nut with a sledgehammer.

nut
cıvata somunu
nut
bağlantı somunu
nut
üşütük
nut
çatlak

Tom tam bir çatlaktır. - Tom is a total nutcase.

nut
hayran

Tom sincaplara hayran. - Tom is nuts about squirrels.

nut
hasta

Bu bir akıl hastanesi değil, bu bir psikiyatri hastanesi. - It's not a nuthouse, it's a psychiatric hospital.

Neden Tom'u bir akıl hastanesine koydular? - Why did they put Tom in a nuthouse?

nut
vida somunu
nut
{i} kaçık

Tom tam bir kaçıktır. - Tom is a total nutcase.

nut
{i} k.dili. çatlak kimse, kafadan kontak kimse
nut
{i} kafa

Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri. - Tom is a conspiracy nut.

nut
{i} çılgın

Senin annen altı dil konuşuyor - Bu çılgınlık. - Your mom speaks six languages — that's nuts.

Sanırım çılgın olduğumu düşünüyorsun. - I suppose you think I'm nuts.

nut
nut coal ceviz iriliğinde madenkömürü
nut
ceviz veya fındık toplamak
nut
fındık ve ceviz gibi sert kabuklu yemiş
nut
{i} sap (çalgı)
nut
argo çatlak kimse
الإنجليزية - الإنجليزية
nut
a dried seed or fruit with a hard shell

    التركية النطق

    ı drayd sid ır frut wîdh ı härd şel

    النطق

    /ə ˈdrīd ˈsēd ər ˈfro͞ot wəᴛʜ ə ˈhärd ˈsʜel/ /ə ˈdraɪd ˈsiːd ɜr ˈfruːt wɪð ə ˈhɑːrd ˈʃɛl/
المفضلات