Bana bir parça bilgi getirdi.
- He brought me a piece of information.
Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.
- I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.
Tom Mary ve John'a biraz patates cipsi sundu.
- Tom offered Mary and John some potato chips.
Bu patates cipsi, size daha fazlasını istetecek kadar yeterince iyi.
- These potato chips are good enough to make you want more.