تعريف a demonstration of the functionality, which may not have all the features في الإنجليزية التركية القاموس.
- demo
- (Bilgisayar) demonstrasyon
- demo
- demo
- demo
- {i} gösteri
1960'larda Japon üniversite öğrencileri tarafından hükümete karşı yapılan gösteriler vardı.
-There were demonstrations against the government by Japanese university students in the 1960's.
Afrikalı Amerikalılar sivil haklar için gösteri yaptılar.
-African Americans demonstrated for civil rights.
- demo
- halk
Demokraside ilk ders halkın iradesine uymaktır.
-The first lesson in democracy is to abide by the will of the people.
Demokrasi; halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesidir.
-Democracy is the government of the people, by the people, for the people.
- demo
- {i} örgüt toplantısı
- demo
- {i} ispat
Tartışmayı kaybettiğini açıkça ispatladım.
-I have clearly demonstrated that you've lost the argument.
Öğretmen fikri bir deneyle ispat etti.
-The teacher demonstrated the idea with an experiment.
- demo
- {i} gösterme
Tom'un kelebeği nasıl yapacağını göstermesini istiyorum.
-I'd like Tom to demonstrate how to do the butterfly.
Size buluşumu göstermeme izin verin.
-Allow me to demonstrate my invention to you.
المصطلحات ذات الصلة
تعريف a demonstration of the functionality, which may not have all the features في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- demo