Bunun üzerine bahse girmek ister misin?
- Do you want to bet on that?
Bahse girmek için ne kadar istiyorsun?
- How much do you want to bet?
Tom Mary ile onu kol güreşinde yenebileceğine dair iddiaya girdi.
- Tom bet Mary that he could beat her at arm wrestling.
Tom bu iki tuz markası arasındaki farkı tadabileceğini iddia ediyor.
- Tom claims that he can taste the difference between these two brands of salt.
O, onunla bahis tutuştu.
- He made a bet with her.
Ben hayatımı bahis ediyorum.
- I'd bet my life on it.
Atın üzerine beş poundluk bahse girdim.
- I bet five pounds on the horse.
Onun çıldıracağına bahse girerim.
- I bet he will get mad.