Sığ suda dalmak tehlikeli.
- It's dangerous to dive in shallow water.
İncileri bulmak isteyen derin dalmak zorunda.
- Who wants to find pearls, has to dive deep.
Hasta olduğum için daveti geri çevirmek zorunda kaldım.
- I had to decline the invitation because I was ill.
Onların davetini geri çevirmek sizin terbiyesizliğiniz.
- It is very impolite of you to decline their invitation.
Yenin değerlenmesi o şirketin düşüşünü hızlandırdı.
- The yen's appreciation accelerated the decline of that company.
Borsa düşüşleri beklediğimden daha büyük.
- The stock market declines were bigger than I expected.
Belediye başkanı, vergi gelirlerindeki azalmanın araştırılması gerektiğini düşündü.
- The mayor thought that he should investigate the decline in tax revenues.
Onun sağlığı çökmeye başladı.
- His health has begun to decline.
Romalılar, imparatorluklarının çökmesini istemediler; ama yaptılar.
- Romans did not want their empire to decline; but it did.
Doların Avroya karşı kuru inişe geçti.
- The exchange rate of the dollar versus the euro has declined.
Tom Mary'nin davetini reddetti.
- Tom declined Mary's invitation.
Bana yardım etmek için yaptığı teklifi reddetmek niyetindeyim.
- I intend to decline his offer to help me.
Ev fiyatları düşmeye devam etti.
- Home prices have continued to decline.
Biz hepimiz fiyatların düşmesini istiyoruz.
- All of us want prices to decline.
Şirket yurtiçi satışlarındaki bir gerilemeyi telafi etmek için ihracat pazarlarına yöneliyor.
- The company is turning to export markets to make up for a decline in domestic sales.
Kasaba yerel fabrika kapandıktan sonra gerilemeye başladı.
- The town began to decline after the local factory closed.
Kayalıktan dalış yapmak istiyorum.
- I want to dive off the cliff.
Tom Mary'nin suya dalışını izledi.
- Tom watched Mary dive into the water.
Bana yardım etmek için yaptığı teklifi reddetmek niyetindeyim.
- I intend to decline his offer to help me.
Hasta olduğum için daveti geri çevirmek zorunda kaldım.
- I had to decline the invitation because I was ill.
Onun davetini çevirmek onun kabalığı.
- It is very impolite of him to decline her invitation.
Tom Mary'nin suya dalışını izledi.
- Tom watched Mary dive into the water.
Mayuko soğuk suya daldı.
- Mayuko dived into the cold water.
It is also pertinent to note that the current obvious decline in work on holarctic hepatics most surely reflects a current obsession with cataloging and with nomenclature of the organisms—as divorced from their study as living entities.
My health declined in winter.
On reflection I think I will decline your generous offer.
... to decline. So in absolute terms and in percentage terms, ...
... Some folks, because of the decline in the housing industry, ...