Kız evlat saçını fırçalar.
- The daughter brushes her hair.
Tom her zaman bir kız evlat istedi.
- Tom always wanted a daughter.
Tom her zaman bir kız evlat istedi.
- Tom always wanted a daughter.
Dul bir kadın ve bir kız evlat bırakıyor.
- He leaves a widow and a daughter.
Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
- I sometimes wonder if I am a girl.
Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
- Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
Kralın kızını kazanmalıyım! diye bağırdı ikisi de.
- I shall win the king's daughter! they both cried.
Kızınız bir uyuşturucu bağımlısı.
- Your daughter is a drug addict.
Sami'nin kendi kızı ile ensest ilişkisi vardı.
- Sami has had an incestuous relationship with his daughter.
Kızını görmek için çok sabırsızdı.
- He was impatient to see his daughter.
Ben, Helen Cartwright'ın kızıyım.
- I'm Helen Cartwright's daughter.
Peter, çocuksu kızlardan bıktı ve gerçekten olgun bir kadınla tanışmak istedi.
- Peter was fed up with childish girls and wanted to meet a really mature woman.
Küçük kız güzel bir kadın oldu.
- The little girl grew into a beautiful woman.
Sevgilisi de oradaydı.
- His girlfriend was there, too.
Sevgilisi okul oyunu için başka bir kızı öpmek zorunda olduğu için Mary mutsuz.
- Mary's not happy that her boyfriend has to kiss another girl for the school play.
Kızını görmek için çok sabırsızdı.
- He was very impatient to see his daughter.
Onun Mary adında bir kızı var.
- She has a daughter whose name is Mary.
Kız arkadaşına doğru koştum.
- I ran into your girlfriend.
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
Your girl turned up on our doorstep.
The Chinese and Indians say all too often: I want a son, not a daughter.
... to inspire her daughter, and now has a new job from that new training that she's gotten. ...
... So I was noticing my husband, when my daughter would get ...