Yüksek sesle bağırmak için bir dürtü hissettim. - I felt an impulse to cry out loud.
Yüksek sesle bağırmak için bir dürtü hissettim.
I felt an impulse to cry out loud.
Tom Mary'nin ne kadar aptal olduğunu söyleme dürtüsüne direndi. - Tom resisted the impulse to tell Mary what an idiot she had been.
Tom Mary'nin ne kadar aptal olduğunu söyleme dürtüsüne direndi.
Tom resisted the impulse to tell Mary what an idiot she had been.