O gerçekten iyi bir kopyadır.
- It really is a good replica.
Bu gerçekten iyi bir kopya.
- That really is a good replica.
Nihayi ürünün bir kopyasını göndermek şartıyla bizim yazılımı dahil etmeniz için iznimiz var.
- You have our permission to include our software on condition that you send us a copy of the final product.
Biri diğerinden çok daha canlı olduğundan, orijinal ve kopya kolayca ayırt edilirler.
- The original and the copy are easily distinguished since the one is much more vivid than the other.
Uzun bir bekleyişten sonra, ona kimlik olarak onun doğum belgesinin onaylı bir nüshasını alması gerektiği söyleniyor.
- After a long wait in line, she was told she should get a certified copy of her birth certificate as identification.
Arkadaşının defterini kopyalamakla meşguldü.
- He was busy copying his friend's notebook.
Çalışmamı kopyalamana izin vermem doğru olmazdı.
- It wouldn't be right that I'd let you copy my work.
Kopya çekmektense başarısız olmayı tercih ederim.
- I would rather fail than copy.
Bunu benim için kopyalar mısın?
- Can you copy this for me?
İnsanlar kendilerini düşünemedikleri için onu sürekli başkalarını kopyalayan insanlar yaparlar.
- People who are constantly copying others do it because they can't think for themselves.
Taklit en samimi yağcılık biçimidir.
- Imitation is the sincerest form of flattery.
O, taklitini orijinali ile karşılaştırdı.
- He compared the imitation with the original.
Please copy these reports for me.
That handbag is a copy. You can tell because the buckle is different.
Please bring me the copies of those reports.
Have you seen the latest copy of Newsweek yet?.
First copy the files, and then paste them in another directory.
... They can say, yes, here's a copy of the page, but please ...
... the sultans left the golden horn is a copy ...