Anne, bir bisküvi alabilir miyim lütfen? Hayır, alamazsın; öğünler arasında yememen gerekir
- Mom, please can I have a biscuit? No, you can't; you shouldn't eat between meals.
Bisküviler dondurulabilir.
- Biscuits can be frozen.
Kurabiyeleri çalarken belirlendi.
- He was spotted stealing cookies.
Benim şimdiye kadar yediğim en iyi kurabiyeler annenin benim için pişirmiş olduklarıdır.
- The best cookies I've ever eaten are the ones that your mother baked for me.
Ben genellikle tatlı şeyleri sevmiyorum ama senin kurabiyelerinden birini deneyeceğim.
- I usually don't like sweet things, but I will try one of your cookies.
Bu kurabiyelerden birini yiyebilir miyim?
- Would it be OK if I ate one of these cookies?
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
- Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
Tom'a biraz süt ve çörek verdim.
- I gave Tom some milk and cookies.
Tom bize bisküviler pişirirdi.
- Tom used to bake us cookies.
Çayınızla bisküvi ister misiniz?
- Would you like cookies with your tea?
Bebek Kate tarafından yetiştirildi.
- Cookie was raised by Kate.
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
- Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
... that they don't have to do a cookie-cutter, ...
... the thirteen century of cookie caravan serai is not situated on the ancient ...