a compartment for passengers or crew

listen to the pronunciation of a compartment for passengers or crew
الإنجليزية - التركية

تعريف a compartment for passengers or crew في الإنجليزية التركية القاموس.

cabin
{i} kabin

Tom bütün geceyi gölün yanında küçük bir kabinde geçirdi. - Tom spent the night in the small cabin near the lake.

Kabinenin her üyesi mevcuttu. - Every member of the cabinet was present.

cabin
kamara

Tom bir şelaleye yakın bir kamarada yaşıyor. - Tom lives alone in a small cabin near a waterfall.

Tom ve Mary balayıları için İtalya yakınında vapurla seyahate çıktılar fakat gemi battı ve Tom kamarasında boğuldu. - Tom and Mary went on a cruise near Italy for their honeymoon, but the ship sank and Tom was drowned in his cabin.

cabin
tahta kulübe
cabin
pilot kabini
cabin
{i} uçakta öndeki özel bölüm
cabin
tahdit etmek
cabin
{i} kulübe

Amerika Birleşik Devletleri'nin 16. başkanı Abraham Lincoln, Kentucky'de bir kulübede doğdu. - Abraham Lincoln, the 16th president of the United States, was born in a log cabin in Kentucky.

Naoki yoksuldu ve küçük bir kulübede yaşıyordu. - Naoki was poor and lived in a small cabin.

cabin
{f} kabin veya kamarada yaşamak
cabin
kamara/kulübe/kabin
cabin
{i} hücre
cabin
cabin class ikinci sınıf
cabin
cabin boy kamarot
cabin
küçük bir yere kapamak
الإنجليزية - الإنجليزية
cabin
a compartment for passengers or crew

    الواصلة

    a com·part·ment for passengers or crew

    التركية النطق

    ı kımpärtmınt fôr päsıncırz ır kru

    النطق

    /ə kəmˈpärtmənt ˈfôr ˈpasənʤərz ər ˈkro͞o/ /ə kəmˈpɑːrtmənt ˈfɔːr ˈpæsənʤɜrz ɜr ˈkruː/
المفضلات