a coin that is readily available and inexpensive

listen to the pronunciation of a coin that is readily available and inexpensive
الإنجليزية - التركية

تعريف a coin that is readily available and inexpensive في الإنجليزية التركية القاموس.

common
müşterek

Buna müştereken sahibiz. - We have that in common.

Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler. - Mathematicians have this in common with the French: whatever you're trying to say to them, they take it and translate it in their own way and turn it around into something completely different.

common
yaygın

Amerika'daki kilise okullarının ve bazı özel okulların üniforması vardır, onlar yaygın değildir. - While some private and church schools in America have uniforms, they are not common.

Sigara içen insanların sayısı artıyor, bu yüzden kanser yakında ölümün en yaygın nedeni olacak. - The number of people who smoke is increasing, so cancer will soon be the most common cause of death.

common
{s} ortak

Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı. - They knew they must fight together to defeat the common enemy.

Onlar, ikiz olmalarına rağmen, çok sayıda ortak ilgileri yok. - Though they're twins, they don't have many interests in common.

common
{s} genel

Kardiyopulmoner resüsitasyon genelde 'CPR' olarak bilinir. - Cardiopulmonary resuscitation is commonly known as 'CPR'.

Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir. - Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.

common
sıkça rastlanan
common
{i} halka açık yer
common
kamusal
common
çok kullanılan

30 tane en çok kullanılan küfürlü kelimelerin listesini düzenledim. - I compiled a list of 30 of the most common dirty words.

common
halka açık yeşil alan
common
(adj) ortak
common
müşterek, ortak; beraber yapılan: common defense ortak savunma. common enemy ortak düşman. common grave ortak bir mezar. common prayer
common
{i} park
common
{i} meydan
common
umuma ait
common
common consent umumun rızası
common
{s} bayağı
common
(sıfat) ortak, müşterek, genel, yaygın; kaba saba, kaba, adi; sıradan, bilinen; bayağı, olağan, alışılagelmiş, alelâde
common
{s} kaba

Sodyum bikarbonat, yaygın olarak kabartma tozu olarak bilinir. - Sodium bicarbonate is commonly known as baking soda.

الإنجليزية - الإنجليزية
common
a coin that is readily available and inexpensive

    الواصلة

    a coin that I·s read·i·ly a·vail·a·ble and in·ex·pen·sive

    التركية النطق

    ı koyn dhıt îz redıli ıveylıbıl ınd înîkspensîv

    النطق

    /ə ˈkoin ᴛʜət əz ˈredəlē əˈvāləbəl ənd ˌənəkˈspensəv/ /ə ˈkɔɪn ðət ɪz ˈrɛdəliː əˈveɪləbəl ənd ˌɪnɪkˈspɛnsɪv/
المفضلات