Yıllar önce orada bir kale vardı.
- There was a castle here many years ago.
Yarın Osaka Kalesi'ne bir okul gezisine gidiyoruz.
- We are going on a school trip to Osaka Castle tomorrow.
Zengin olursam, bir şato alacağım.
- If I get rich, I'll buy a castle.
Avrupa'da birçok eski şato vardır.
- There are many old castles in Europe.
O yürürken onun beyni yüzlerce harika şeyler planlamakla, yüzlerce hayaller kurmakla meşguldü.
- As he walked along, his brain was busy planning hundreds of wonderful things, building hundreds of castles in the air.