Tuvalet kağıdı kalmadı!
- There's no loo roll left!
Bitirdiği an, o, bir şekerleme için uzandı.
- The moment she'd finished, she lay down for a nap.
Tom çok sık öğle yemeğinden sonra bir saat şekerleme alır.
- Tom very often takes a nap for an hour after lunch.
Basset tazıları kibar köpeklerdir.
- Basset hounds are gentle dogs.
Neden bir uyku çekmeye gitmiyorsun?
- Why don't you go take a nap?
Kestirerek uykusuzluğunu gidermeye çalıştı.
- He tried to make up for his lack of sleep by taking a nap.
Joe brought his A game to the match.