a boat used to convey guests to and from a yaucht

listen to the pronunciation of a boat used to convey guests to and from a yaucht
الإنجليزية - التركية

تعريف a boat used to convey guests to and from a yaucht في الإنجليزية التركية القاموس.

launch
{f} piyasaya sürmek
launch
{f} fırlatmak

Torpidoları fırlatmak için hazırlanın. - Prepare to launch torpedoes.

Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi. - Better to extend an olive branch than launch a missile.

launch
(Bilgisayar) başlat

Onlar bir dizi büyük ekonomik programlar başlattı. - They launched a series of major economic programs.

Düşman bize bir saldırı başlattı. - The enemy launched an attack on us.

launch
lanse etmek
launch
(Bilgisayar) çalıştırmak
launch
(Askeri) gemiyi denize indirmek
launch
büyük motorlu sandal
launch
(gemiyi) suya indirme
launch
{i} fırlatma

Roket, fırlatma rampası üzerinde patladı. - The rocket exploded on the launch pad.

Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi. - Better to extend an olive branch than launch a missile.

launch
başlatmak(yeni iş)
launch
{f} fırlat

Sputnik 4 Ekim 1957'de fırlatıldı. - Sputnik was launched on October 4, 1957.

Yapay uydu yörüngesine fırlatıldı. - The artificial satellite was launched into the orbit.

launch
{f} çıkmak
launch
işkampaviye
launch
başlatmak mızrak gibi atmak
launch
roketi fezaya fırlatma
launch
(to) çalıştırmak, başlatmak
launch
(to) başlatmak
launch
{f} denize indirmek
launch
(Askeri) İSKAMPAVYE: Gemiden karaya personel ve yük taşımak için kullanılan, motorlu veya kürekle çekilir, büyük sandal
launch
gemiyi kızaktan suya indirme
الإنجليزية - الإنجليزية
launch