Ben biraz Japonca konuşuyorum.
- I speak a little Japanese.
Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
- Could you please speak a little bit more slowly?
Kuralları azıcık ihlal etmekten korkma.
- Don't be afraid to break the rules a little.
Tom azıcık erken geldi.
- Tom was a little early.
O pastadan bir parça alabilir miyim?
- Could I get a little piece of that cake?
Pastadan bir parça al.
- Have a little of this cake.
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
- There was only a little milk left in the bottle.