Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.
- The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.
Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
- The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.
Bu çok nazik bir davranıştı.
- That was a very kind act.
O cesur görünüyor fakat o sadece bir davranış.
- He appears brave, but it's just an act.
Newton'un üçüncü hareket kanununa göre her eylemin eşit ve zıt tepkisi vardır.
- According to Newton's Third Law of Motion Every action has an equal and opposite reaction.
İşe git, çocuklarını okula gönder. Modayı takip et, normal hareket et, kaldırımda yürü, televizyon izle. Yaşlılığın için para biriktir. Kanunlara uy. Benimle birlikte tekrarla: Ben özgürüm.
- Go to work, send your kids to school. Follow fashion, act normal, walk on the pavements, watch TV. Save for your old age. Obey the law. Repeat with me: I am free.
Onlardan biri bir aktör, birini öldürme numarası yapacak.
- One of them is an actor, who is going to pretend to murder someone.
Dan hasta numarası yapmadı bile.
- Dan didn't even act sick.
Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
- Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.
1862'de Kongre Homstead Yasasını geçirmişti.
- In 1862, Congress had passed the Homestead Act.
Son günlerde tuhaf davranmaktaydı.
- She's been acting odd lately.
Çocuklar yetişkinler gibi davranmak isterler.
- Children want to act like grown-ups.
O, Amerikan sahnesinde en iyi aktör oldu.
- He became the finest actor on the American stage.
Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.
- The actress fell backward over the stage.
Filmde oynamak ister misin?
- Do you want to act in a movie?