الإنجليزية - التركية
تعريف a beam of light, line, fish, herb, leaf في الإنجليزية التركية القاموس.
- ray
- Raia batis
- ray
- {f} röntgenini çekmek
- ray
- ışın
Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı.
-The sudden increase of ultraviolet rays made the researchers believe in the existence of ozone holes.
Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
-In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
- a beam of
- Bir kirişin
- ray
- işin
- ray
- deniz yıldızı veya beş parmak denilen hayvanın parmaklarından her biri
- ray
- {f} ışın yaymak
- ray
- Torpedo torpedo
- ray
- {f} ışımak
- ray
- {i} iz
- ray
- a ray of hope ümit ışığı
- ray
- {i} tırpana
- ray
- ışın saçmak
- ray
- papatya gibi çiçeğin dış petallerinden her biri
- ray
- balık kanadı kılçığı
- ray
- (isim) ışın, ışık huzmesi, iz, zerre, kanat kılçığı, kedibalığı, tırpana
- ray
- {i} kanat kılçığı
- ray
- i., zool. vatoz; tırpana, rina
- ray
- (Tıp) 1. Şua, ışın, bir merkezden yayılan ışık hattı; 2.Radyoaktif
- ray
- {i} kedibalığı
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a beam of light, line, fish, herb, leaf في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {n} ray
a beam of light, line, fish, herb, leaf
الواصلة
a beam of light, line, fish, herb, Leafالنطق
Resimler
المفضلات