تعريف a-guard في الإنجليزية التركية القاموس.
- guard
- korumak
Altın golemleri hazineyi korumak için kullanılan gardiyanlardır.
- Gold golems are guardians used to guard treasure.
- guard
- nöbetçi
Nöbetçi ayağa kalk diye bağırdı.
- On your feet, shouted the guard.
Nöbetçileri nasıl öldürdün?
- How did you kill the guards?
- guard
- {i} muhafız
Papayı İsviçreli Muhafızlar korur.
- The Swiss Guards protect the pope.
Daha sonra kralların kişisel muhafızlarına uydular deniyordu.
- Later the personal guards of kings were called satellites.
- guard
- koruma
Yakın koruma altında aylarca orada kaldı.
- He remained there for many months under close guard.
Devlet Başkanının korumaları girişin önünde konuşlandırıldılar.
- The President's guards are stationed in front of the entrance.
- border guard
- Sınır muhafızı. Sınır polisi
- security guard
- Güvenlik görevlisi
Güvenlik görevlisi Tom'a bu alanda resim çekemeyeceğini söyledi.
- The security guard told Tom that he couldn't take pictures in this area.
Tom bir güvenlik görevlisi olarak kimliğini gizledi.
- Tom disguised himself as a security guard.
- guard
- {i} gard
Tom on yıldır bir hapishane gardiyanıdır.
- Tom has been a prison guard for ten years.
Tom bir hapishane gardiyanı.
- Tom is a prison guard.
- guard of honor
- şerefini koruma
- advanced guard
- (Askeri) öncü birlik
- advanced guard
- (Askeri) öncü
- dust guard
- toz muhafazası
- flank guard
- (Askeri) yancı
- forest guard
- ormancı
- guard
- (Askeri) müfreze
- guard
- nöbet
İki asker kapıda nöbet tuttu.
- Two soldiers kept guard at the gate.
Şimdi nöbet tutacağım. Git biraz uyu.
- I'll stand guard now. Go get some sleep.
- guard
- vikaye etmek
- guard
- bakıcı
- guard
- kondüktör
- guard
- çavuş
- guard
- karakol
- guard
- koruma tertibatı
- guard
- nöbetçi asker
- guard
- gözetim altında tutmak
- guard
- derbent
- guard band
- koruma bandı
- guard duty
- nöbet hizmeti
- guard post
- sancak
- guard rail
- (Askeri) vardavela punteli
- guard rail
- vardavela
- guard rail
- vardamana
- guard ring
- (Fizik) ark halkası
- home guard
- (Askeri) iç güvenlik kuvveti
- honour guard
- (Askeri) şeref kıtası
- interference guard bands
- karışımönler bantlar
- mount guard
- (Askeri) nöbetçi dikmek
- mount guard
- nöbet beklemek
- mount one's guard
- gardını almak
- mud guard fender
- çamurluk
- national guard
- (Askeri) milli muhafız teşkilatı
- old guard
- (Askeri) eski nizam karakolu
- on one's guard
- (deyim) hazır
- rail guard
- (İnşaat) parmaklık
- relieve guard
- nöbeti devralmak
- relieve guard
- nöbet değiştirmek
- rubber guard
- lastik koruyucu
- shooting guard
- (Spor) takımın en iyi şutörü
- splash guard
- (Otomotiv) çamurluk
- On guard!
- Hazır ol!
- On guard!
- Dikkat!
- advance guard
- öncü kuvvet
- arm guard
- silahlı koruma
- be on guard
- nöbet tutmak
- be under guard
- koruma altında olmak
- black guard
- edepsiz
- black guard
- küfretmek
- black guard
- alçak
- black guard
- rezil
- black guard
- sövüp saymak
- black guard
- alçak kimse
- body guard
- koruma
- bumper guard
- tampon boynuzu
- chain guard
- zincir muhafazası
- change the guard
- nöbet değiştirmek
- coast guard
- sahil koruma
Bir sahil koruma helikopteri gemiye yaklaştı.
- A coast guard helicopter approached the ship.
- face guard
- yüz koruyucu
- guard
- korunmak
- guard
- kontrol etmek
- guard
- koruma görevlisi
- guard
- koruyucu
Asla koruyucu meleğinin uçabileceğinden daha hızlı sürme.
- Never drive faster than your guardian angel can fly.
Koruyucu meleklere inanırım.
- I believe in guardian angels.
- guard
- denetim altına almak
- guard
- nöbet tutmak
- guard
- denetlemek
- guard
- savunma pozisyonu
- guard
- önlem almak
- guard
- koruyucu nesne
- guard
- {f} koru
Bazı şirketlerin resepsiyonda resepsiyonist yerine korumaları var.
- Some companies have guards at the front desk instead of receptionists.
Devlet Başkanının korumaları girişin önünde konuşlandırıldılar.
- The President's guards are stationed in front of the entrance.
- guard
- bekçi
Tom bekçi köpeklerinin eğitimi hakkında bir kitap arıyor.
- Tom is looking for a book about training guard dogs.
Tom bir yarı zamanlı bekçi.
- Tom is a part-time guard.
- guard
- beklemek
- guard
- tedbirli olmak
- guard against
- önceden tedbir almak
- guard band
- koruyucu bant
- guard band
- güvenlik bandı
- guard cell
- koruyucu hücre
- guard hair
- post
- guard of honour
- şeref kıtası
- guard plate
- kalkan
- guard plate
- siper
- guard rail
- korkuluk
- guard rail
- parmaklık
- guard room
- askeri karakol
- guard wire
- koruma teli
- keep guard
- nöbet beklemek
- magneto guard
- manyeto muhafazası
- memory guard
- bellek koruyucusu
- mount guard
- nöbetçi olmak
- on guard
- nöbette
Tom nöbette uykuya dalmakla suçlandı.
- Tom was accused of falling asleep on guard duty.
Tom nöbette uyuyakaldı.
- Tom fell asleep on guard duty.
- on guard
- tetikte
- prison guard
- hapishane gardiyanı
Sen on yıldır bir hapishane gardiyanıydın.
- You were a prison guard for ten years.
Tom bir hapishane gardiyanı.
- Tom is a prison guard.
- rail guard
- ray siperi
- safe guard
- korumak
- safe guard
- teminat
- safe guard
- garanti
- safe guard
- himaye
- safe guard
- muhafız
- safe guard
- temin etmek
- safe guard
- himaye etmek
- stand guard
- nöbet tutmak
- yeoman of the guard
- askeri heyet üyesi
- Let the fox guard the hen house
- Kurda kuzuyu emanet etmek
- advance guard
- öncü
- awake, attentive; alert, on guard
- uyanık, dikkatli, uyanık, tetikte
- be off guard
- gafil olmak
- be on your guard
- senin tetikte olmak
- catch off guard
- (deyim) Hazırlıksız yakalamak
- cross guard
- çapraz koruma
- crossing guard
- guard geçiş
- fan guard
- fan muhafazası
- finger guard
- parmak mahfazası
- frontier guard
- sınır muhafız
- guard
- kontrol et/koru
- guard and keep watch over someone
- koruyup kollamak
- guard book catalog
- guard kitap kataloğu
- guard cell
- nöbetçi hücre
- guard circle
- koruyucu çember
- guard house
- bekçi evi
- guard rail
- (Demiryolu) Emniyet rayı, kontray
- guard ring
- atlama halkası, ark halkası, emniyet halkası
- guard sheet
- guard levha
- guard signal
- guard sinyal
- guard the flagpole
- muhafız bayrak direği
- guard your queen
- senin kraliçe koruma
- hussars guard
- süvariler nöbet
- mount guard on somebody
- Birinin koruyuculuğunu yapmak, birinin koruma işini yapmak
Armed security officers are employed to mount guard over the president.
- mount guard over somebody
- Birinin koruyuculuğunu yapmak, birinin koruma işini yapmak
- mouth guard
- ağız koruma
- off-guard
- (deyim) Gafil durumda, gafil, hazırlıksız
- off-guard
- (sıfat) Hazırlıksız bir halde
- off-guard
- (zarf) Hazırlıksız bir haldeyken
- oil splash guard
- petrol deflektör
- on guard against
- koruyucu karşı
- on your guard
- senin tetikte
- rail guard
- parmaklık, ray siperi
- revolutionary guard corps
- (İran) devrim muhafızları
- safety guard
- Emniyet muhafazası
- stand guard
- stand görevlisi
- to guard
- korumak için
- US National Guard and Air Guard
- (Askeri) Birleşik Devletler (US) Milli Muhafız Teşkilatı ve Hava Gözcüsü
- watcher
- {i} bakıcı
- watcher
- bekçi/bakıcı
- watcher
- {i} bekçi