He looked down at the valley below.
- Aşağıdaki vadiye baktı.
Who lives in the room below?
- Aşağıdaki odada kim yaşıyor?
We were afraid that we might be hit by a bullet, so we ran downstairs.
- Biz bir mermi tarafından vurulabileceğimizden korkuyorduk, bu yüzden aşağıya koştuk.
The cat on the tree came down to me.
- Ağaçtaki kedi bana doğru aşağıya geldi.
There is no reason for you to feel inferior to anyone.
- Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.
Sports cured him of his inferiority complex.
- Spor onun aşağılık kompleksini tedavi etti.
Answer the following questions in English.
- Aşağıdaki soruları İngilizce olarak yanıtlayın.
Translate the following sentences into Japanese.
- Aşağıdaki cümleleri Japoncaya çevir.
Hanover is the capital of Lower Saxony.
- Hannover Aşağı Saksonya'nın başkentidir.
The actual price was lower than I had thought.
- Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
There is no reason for you to feel inferior to anyone.
- Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.
Mary cleaned her apartment from top to bottom.
- Mary dairesini baştan aşağı temizledi.
He examined it from top to bottom.
- Onu baştan aşağı inceledi.
Tom definitely won't work for less than $300 an hour.
- Tom kesinlikle bir saat için 300 dolardan daha aşağısına çalışmaz.
Tom and Mary are more or less the same weight.
- Tom ve Mary aşağı yukarı aynı ağırlıktalar.
We saw the parade move down the street.
- Geçit töreninin caddeden aşağıya doğru ilerlediğini gördük.
He looked down at the valley below.
- Aşağıdaki vadiye baktı.
Complete the formula here below.
- Aşağıdaki formülü tamamlayın.
Complete the following form to know who you could have been in a previous life.
- Önceki hayatınızda kim olabileceğinizi öğrenmek için aşağıdaki formu doldurunuz.
On a scale of 1 to 10, please rate your proficiency in the following languages.
- 10 a 1 ölçeğinde, lütfen aşağıdaki dillerdeki yeterliliğini sınıflandır.
The victim's body was lying face down on the rug.
- Kurbanın vücudu halı üzerinde yüzü aşağıya bakacak şekilde yatıyordu.
The children started bouncing up and down on the couch.
- Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
The followings are the chief events of 1993.
- Aşağıdakiler, 1993 yılının başlıca olaylarıdır.
No one should be subjected to such humiliation.
- Hiç kimse böyle bir aşağılanmaya maruz bırakılmamalıdır.
The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing.
- Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.
He can't be under thirty.
- O otuzdan aşağı olamaz.
My chinese is far from perfect, but I can roughly understand everything he is saying.
- Benim Çincem mükemmel olmaktan uzak, ama aşağı yukarı onun söylediği her şeyi anlayabiliyorum.
We asked him on the interphone if he could come downstairs quickly.
- Çabucak aşağıya gelip gelemiyeceğini içhaberleşmede ona sorduk.
She came downstairs with a letter in her hand.
- Elinde bir mektupla merdivenlerden aşağı indi.
Translate the following sentences into Japanese.
- Aşağıdaki cümleleri Japoncaya çevir.
I need the following items.
- Aşağıdaki malzemelere ihtiyacım var.