açık hava

listen to the pronunciation of açık hava
التركية - الإنجليزية
1. open air, outdoor; fresh air. 2. clear weather
outdoors

I loved being outdoors when I was younger. - Gençken açık havada olmayı severdim.

Tom seems to enjoy being outdoors. - Tom açık havada olmaktan hoşlanıyor gibi görünüyor.

a) open air, outdoor, fresh air b) clear weather c) open-air+
the open

People who regularly work in the open air do not suffer from sleeplessness. - Düzenli olarak açık havada çalışan kişiler uykusuzluk sıkıntısı çekmezler.

We had a good time in the open air. - Açık havada iyi zaman geçirdik.

tiyatrosu open-air theater
fresh air
open air

We spent the day in the open air. - Günü açık havada geçiririz.

People who regularly work in the open air do not suffer from sleeplessness. - Düzenli olarak açık havada çalışan kişiler uykusuzluk sıkıntısı çekmezler.

alfresco
outdoor

Tom doesn't have much interest in outdoor sports. - Tom, açık hava sporlarına büyük ilgi duymuyor.

Rugby is an outdoor game. - Ragbi bir açık hava oyunudur.

open

Fresh produce is sold at an open-air market. - Açık hava marketinde taze ürün satılmaktadır.

We had a good time in the open air. - Açık havada iyi zaman geçirdik.

open-air

Italy is a large open-air museum. - İtalya büyük bir açık hava müzesidir.

The open-air concert was cancelled because of the rain. - Açık hava konseri yağmur yüzünden iptal oldu.

fair-weather
fair weather

After rain comes fair weather. - Yağmurdan sonra açık hava gelir.

{s} hypaethral
element
hypethral
açıkhava
outdoor
açık hava basıncı
Atmospheric pressure
açık hava banyosu
air bath
açık hava gösterisi
outdoor performance
açık hava ocağı
opencast mine
açık hava sineması
open-air movie theater, open-air cinema
açık hava sporları
field sports
açık hava sporları sezonu
outdoor season
açık hava tiyatrosu
open-air theatre
açık hava tiyatrosunda sergilenen oyun
outdoor performance
açık hava toplantısı
public protest meeting
açık hava türbülansı
clear-air turbulence
açık hava çekimi
outdoor shot
devamlı açık hava
set fair
hava açık
(Askeri) cavu-cavu
التركية - التركية
Bahçe, park gibi yapı dışı olan yer
Bulutsuz hava
açık hava sineması
Yazın veya iklimi elverişli yerlerde sürekli olarak çalışan, üstü açık, yanları kapalı sinema
açık hava tiyatrosu
Yazın veya iklimi elverişli yerlerde sürekli olarak çalışan, üstü açık, yanları kapalı tiyatro