Frankly, I don't like him.
- Açıkçası, ben onu sevmiyorum.
Frankly speaking, you made a mistake.
- Açıkçası, bir hata yaptın.
Strictly speaking, the earth is not round.
- Açıkçası dünya yuvarlak değil.
This is, strictly speaking, a mistake.
- Açıkçası, bu bir hata.
Frankly speaking, his speeches are always dull.
- Açıkçası, onun konuşmaları her zaman sıkıcı.
Frankly speaking, I don't like her.
- Açıkçası, ondan hoşlanmıyorum.
This is, strictly speaking, a mistake.
- Açıkçası, bu bir hata.
This is, strictly speaking, a mistake.
- Bu, açıkçası, bir hata.
Tom was obviously devastated by what happened.
- Tom açıkçası olanlar tarafından harap edildi.
Obviously, he's not that kind of person.
- Açıkçası , o, o tür bir insan değil.