açıdan

listen to the pronunciation of açıdan
التركية - الإنجليزية
in terms of

You see everything in terms of money. - Her şeye parasal açıdan bakıyorsun.

in relation to; with respect to; as regards; concerning; regarding

She has no idea how she wants the house to look in terms of décor.

in connection with, regarding, in the sense of
açı
angle

These two lines cut across each other at right angles. - Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.

You must view the matter from different angles. - Bu konuya farklı açılardan bakmalısın.

açı
(Hukuk) aspect

There are other aspects. - Diğer bakış açıları var.

Let's approach this problem from a different aspect. - Bu soruna farklı bir açıdan yaklaşalım.

açı
respect

In many respects, women and men are totally different. - Erkek ve kadınlar birçok açıdan tamamen farklıdırlar.

I've failed in every respect. - Ben her açıdan başarısız oldum.

açı
(Havacılık) slope
açı
perspective

We should consider the problem from a child's perspective. - Problemi bir çocuğun bakış açısıyla düşünmeliyiz.

The sun is yellow. That depends on your perspective. I am of the opinion that yellowness is sunny. - Güneş sarıdır. Bu sizin bakış açınıza bağlı. Ben sarılığın güneşli olduğu fikrindeyim.

idari açıdan
administratively
jeolojik açıdan
geologically
kimyasal açıdan
chemically
klinik açıdan
(Tıp) clinically
kozmetik açıdan
cosmetically
manevi açıdan
morally
siyasi açıdan
politically
açı
camera angle
bir açıdan
from an angle
açı
angle;angle, point of view, standpoint bakım
açı
corner

I turned the corner and caught sight of a newly opened restaurant. - Ben köşeyi döndüm ve yeni açılmış bir restoranı gördüm.

There's a small shop on the corner that is open 24 hours a day. - Köşede 24 saat açık olan küçük bir dükkan var.

açı
gonio
açı
point of view

From my personal point of view, his opinion is right. - Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur.

I can understand your point of view. - Bakış açınızı anlayabiliyorum.

açı
bevel
açı
coin

Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida. - Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.

biyolojik açıdan
biologically
devlet politikasının coğrafi açıdan incelenmesi
geopolitics
dini açıdan
ecclesiastically
dini açıdan demokrasi
religious aspects democracy
dini açıdan depremler
religious aspects earthquakes
dini açıdan milliyetçilik
religious aspects nationalism
duygusal açıdan
carnally
duygusal açıdan
sensually
ekonomik açıdan güvenilirlik
respectability
ekonomik açıdan özgür
economically free
felsefi açıdan
philosophically
genetik açıdan kanser
genetic aspects cancer
geometrik açıdan ele almak
(Geometri) geometrize
hukuki açıdan
jurally
jeolojik açıdan incelemek
geologize
jeolojik açıdan incelemek
(Jeoloji) geologise
mesleki açıdan
avocationally
mimari açıdan
architecturally
politik açıdan tarafsız
fencesitter
psikolojik açıdan başarı
psychological aspects success
التركية - التركية

تعريف açıdan في التركية التركية القاموس.

AÇI
(Osmanlı Dönemi) Bak: Zâviye
Açı
zaviye
açı
Birbirini kesen iki yüzeyin veya iki doğrunun oluşturduğu çıkıntı
açı
Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarı doğru arasındaki açıklık
açı
Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi: "Bu röportajların özellikleri açı tazeliği, sunuş özelliği ve kıvrak mizahı idi."- H. Taner
açı
Görüş, bakım, yön
açı
Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
açı
Objektifin gördüğü alan
açıdan
المفضلات