تعريف açı في التركية الإنجليزية القاموس.
- angle
You must view the matter from different angles.
- Bu konuya farklı açılardan bakmalısın.
We should approach this problem from different angles.
- Bu soruna farklı açılardan yaklaşmalıyız.
- (Hukuk) aspect
Let's approach this problem from a different aspect.
- Bu probleme farklı bir açıdan yaklaşalım.
This is quite sound from a scientific aspect.
- Bu, bilimsel açıdan son derece sağlam.
- angle;angle, point of view, standpoint bakım
- corner
I turned the corner and caught sight of a newly opened restaurant.
- Ben köşeyi döndüm ve yeni açılmış bir restoranı gördüm.
There's a small shop on the corner that is open 24 hours a day.
- Köşede 24 saat açık olan küçük bir dükkan var.
- gonio
- point of view
Try to see the problem from her point of view.
- Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.
I can understand your point of view.
- Bakış açınızı anlayabiliyorum.
- bevel
- respect
I fall behind him in this respect.
- Bu açıdan onun gerisine düştüm.
The two neighbouring countries differ from each other in all respects.
- İki komşu ülke her açıdan birbirinden farklıdır.
- (Havacılık) slope
- perspective
You need to get a new perspective.
- Yeni bir bakış açısı elde etmelisin.
The sun is yellow. That depends on your perspective. I am of the opinion that yellowness is sunny.
- Güneş sarıdır. Bu sizin bakış açınıza bağlı. Ben sarılığın güneşli olduğu fikrindeyim.
- camera angle
- coin
Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida.
- Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.
- açı freze bıçağı
- angle cutter
- açı gürültüsü
- angle noise
- açı kaynağı
- fillet weld
- açı modülasyonu
- angle modulation
- açı oranlı bombalama sistemi
- (Askeri) angle rate bombing system
- açı uzaklığı
- visual angle
- açı çekimi
- angle shot
- basit açı
- (Matematik) plane angle
- düz açı
- (Matematik) flat angle
- düz açı
- (Matematik) straight angle
- yatay açı
- horizontal angle
- yüksek açı
- high angle
- geniş açı
- (Geometri) Obtuse angel
- merkez açı
- central angle
- çevre açı
- environmentally
- alt açı
- low-angle shot
- artırılmış açı işareti; rasgele erişimli bellek
- (Askeri) raised angle marker; random access memory
- bütünler açı
- supplement
- bütünler açı
- supplementary angle
- bütünler açı
- complement
- bütünler açı
- geom . supplementary angle
- bütünler açı
- supplementary angle, supplement
- büyük açı
- wide angle
- dahili açı
- (Otomotiv) included angle
- dar açı
- acute angle
- dar açı geom. acute angle
- (kendini)
- dik açı
- geom . right angle
- dik açı
- vertical angle
- doğru açı
- straight angle
- doğru açı
- geom . straight angle
- düz açı
- flat angle, straight angle
- düzlem açı
- plane angle
- düşey açı
- vertical angle
- dış açı
- exterior angle
- dış açı
- geom . exterior angle
- dış açı
- external angle
- dış açı
- salient angle
- dış açı oluşturan iki siper
- redan
- eksenler dik açı
- (Bilgisayar) right angle axes
- elektriksel açı
- electrical angle
- farklı bir açı
- a different standpoint
- fotoğraf açı ayarlayıcısı
- swingback
- geniş açı
- obtuse angle, wide angle
- geniş açı
- obtuse angle
- geniş açı
- geom . obtuse angle
- ikidüzlemli açı
- dihedral angle
- iç açı
- interior angle
- iç açı
- interior angle, internal angle
- iç açı
- internal angle
- keskin açı
- dogleg
- keskin açı
- dog-leg
- kombine açı
- (Havacılık) included angle
- komşu açı
- adjacent angle
- kritik açı
- critical angle
- kutupsal açı
- polar angle
- küresel açı
- spherical angle
- merkez açı
- geom . central angle
- merkezi açı
- central angle
- optik açı
- visual angle
- ortalama açı
- (Askeri) mean angle
- serbest açı
- (Mekanik) tool normal clearance angle
- sınır açı
- math . limit angle
- tam açı
- round angle
- tam açı
- geom . perigon
- ters açı
- opposite angle
- tümler açı
- complementary angle
- yatık açı
- oblique angle
- ölü açı
- mil . dead angle
- ölü açı
- dead angle
- üst açı
- high-angle shot
- üçdüzlemli açı
- trihedral angle