Tom bir sürü form doldurmak zorundaydı.
- Tom had to fill out lots of forms.
Öyleyse sadece bu kartı doldurmak zorundasın.
- Then you just have to fill out this card.
Bu başvuru formunu Fransızca doldurmak zorunda mıyım?
- Do I have to fill out this application form in French?
Bu formu doldurunuz, lütfen.
- Fill out this form, please.
Öncelikle bu formu doldurun, lütfen.
- Please fill out this form first.
He began to fill out once he started college.