Onun bakış açısından o haklı.
- From his point of view he's right.
Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.
- Try to see the problem from her point of view.
Bu şimdiye kadar gördüğüm en iyi manzara.
- This is the finest view I have ever seen.
Bu Alplerin bir manzarasıdır.
- This is a view of the Alps.
Onlar tepeden doğal görünüme hayran oldu.
- They admired the scenic view from the hill.
Buradan Boston'un çok güzel bir görünüme sahip olacaksın.
- You'll have a very beautiful view of Boston from here.
Ölüm sadece bir ufuktur. Ve bir ufuk sadece görüş alanımızın sınırıdır.
- Death is only a horizon. And a horizon is just the edge of our field of view.
Gemi yakında görüş alanına girdi.
- The ship soon came into view.
Ebeveynlerinin görüşü onun kazandıklarını aptal bir kıza harcamasıydı.
- His parents' view was that he was wasting his earnings on a silly girl.
Onların görüşleri arasında ince bir fark vardı.
- There was a subtle difference between their views.
Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
- Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
Ben Shinkansen'den görüntülenebilir manzarayı seviyorum.
- I love the scenery viewable from the Shinkansen.
Bu geçerli bir bakış açısıdır.
- This is a valid point of view.
Bakış açınızı anlayabiliyorum.
- I can understand your point of view.
Bir avukat olma düşüncesiyle gece gündüz çalıştı.
- He studied day and night with a view to becoming a lawyer.
Ben küçük esprileri seviyorum ve senin şeyler üzerinde düşünceni ve görüşlerini oldukça kıskanıyorum.
- I love our little jokes and I'm quite jealous of your thinking and views on things.
Dünyanın Ay'dan görünümü, 20. yüzyılın simgesel görüntülerinden biridir.
- The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
Ben Shinkansen'den görüntülenebilir manzarayı seviyorum.
- I love the scenery viewable from the Shinkansen.
Sana muhteşem bir manzara göstermek istiyorum.
- I want to show you a spectacular view.
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
O, farklı görüşten insanlara açık.
- She is open to people who have a different point of view.
Görüşüne tamamen katılıyorum.
- I fully agree with your point of view.
Bu cümleyi görmek için en az on sekiz yaşında olmalısın.
- You must be at least eighteen to view this sentence.
Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
- Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
- The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
İyi bir koltuk almak amacıyla tiyatroya oldukça erken gittim.
- I went to the theater quite early with a view to getting a good seat.
O tıp okumak amacıyla Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti.
- She went to the United States with a view to study medicine.
An exploded view will show the assembly details well.
His point of view is that there is only one true religion.
The storyline in the film The Usual Suspects is presented from the point of view of an unreliable narrator.
From an economist's point of view, business is all about money.
Philip takes a dim view of people calling him Flip.
My flat has a view of a junkyard.
If there are any rabbits in this park, they keep carefully out of our view.
He changed seat to get a complete view of the stage.
From my view that is a stupid proposition.
Your view on evolution is based on religion, not on scientific findings.
I gave you the money with the view that you would invest it wisely.
He viewed the painting and praised the artist for his masterpiece.
Try to look at it from Tom's point of view.
- Try to look at it from Tom's point of view.
To view the desktop, click the small desktop icon on the bottom of your screen.
I need more information to get a better view of the situation.
There was a view of the accident site on the front page.
We read the contract with a view to how it could be made to look to voters.
... So let's jump to the browser. In a second you will see the album view of my music library, ...
... Or look at it from Alex Rodriguez's point of view. ...