تعريف 3-b görüntü في التركية الإنجليزية القاموس.
- 3-b görüntü
- (Bilgisayar) 3-d view
- görüntü
- display
This is a touchscreen, so you can use your fingers to operate the controls which are displayed on it.
- Bu bir dokunmatik ekran, onun üzerinde görüntülenen kontrolleri çalıştırmak için parmaklarını kullanabilirsin.
The iPad would be a perfect solution for me if it could properly display web pages with Flash content.
- IPad Flash içeriği ile web sayfalarını uygun şekilde görüntüleyebilseydi, benim için mükemmel bir çözüm olurdu.
- görüntü
- image
Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
- Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
- Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
- görüntü
- view
Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
- Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
- Dünyanın Ay'dan görünümü, 20. yüzyılın simgesel görüntülerinden biridir.
- görüntü
- vision
There are no real visions.
- Gerçek görüntüler yoktur.
- kamerayı döndürerek elde edilen görüntü
- pan
- görüntü
- (radar) blip
- yansıyan görüntü
- reflexion
- ayna görüntü
- (Bilgisayar) mirror-image
- görüntü
- spectre
- görüntü
- scene
I love the scenery viewable from the Shinkansen.
- Ben Shinkansen'den görüntülenebilir manzarayı seviyorum.
- görüntü
- spectrum
- görüntü
- appearance
A great man doesn't care about his appearance.
- Büyük bir adam görüntüsünü önemsemez.
She made her first appearance as a musician.
- İlk görüntüsünü bir müzisyen olarak yaptı.
- görüntü
- (Tıp) presentation
- görüntü
- frame
He reviewed the footage frame by frame.
- O, kamera görüntüsünü kare kare gözden geçirdi.
- görüntü
- look
Don't judge a man by the way he looks.
- Bir insanı görüntüsüyle yargılama.
She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant.
- O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım.
- görüntü ad
- (Bilgisayar) display name
- görüntü adı
- (Bilgisayar) imagename
- görüntü adı
- (Bilgisayar) image name
- görüntü analizi
- image analysis
- görüntü aygıtı
- (Bilgisayar) video device
- görüntü birimi
- (Bilgisayar) display
- görüntü birimi
- (Bilgisayar) display units
- görüntü biçimi
- (Bilgisayar) image format
- görüntü biçimi
- (Bilgisayar) display format
- görüntü boyutu
- (Bilgisayar) imagesize
- görüntü boyutu
- (Bilgisayar) display size
- görüntü boyutu
- (Teknik,Televizyon) aspect ratio
- görüntü dosyası
- (Bilgisayar) video file
- görüntü dosyası
- (Bilgisayar) image file
- görüntü düzenleme
- image-editing
- görüntü formatı
- (Askeri) image format
- görüntü için
- (Bilgisayar) for images
- görüntü kaybı
- (Bilgisayar) video loss
- görüntü kaynağı
- (Bilgisayar) video source
- görüntü kaynağı
- (Bilgisayar) image source
- görüntü lambası
- kinescope
- görüntü lambası
- picture tube
- görüntü modları
- (Bilgisayar) display modes
- görüntü modu
- (Bilgisayar) display mode
- görüntü noktası
- (Bilgisayar) pixel
- görüntü oranı
- (Teknik,Televizyon) aspect ratio
- görüntü sayfası
- (Bilgisayar) display page
- görüntü temeli
- (Bilgisayar) image base
- görüntü türü
- (Bilgisayar) display type
- görüntü ve ses
- (Bilgisayar) video and audio
- görüntü ve ses
- picture-and-sound
- görüntü öncesi
- (Bilgisayar) before-image
- görüntü öğesi
- (Bilgisayar) display element
- görüntü öğesi
- (Bilgisayar) pixel
- görüntü öğesi
- (Bilgisayar) pel
- kalıcı görüntü
- (Teknik,Televizyon) persistence
- koyu görüntü
- (Bilgisayar) dark image
- merkez görüntü
- (Bilgisayar) center view
- pozitif görüntü
- positive
- sanal görüntü
- (Fizik,Teknik) virtual image
- ses ve görüntü
- (Bilgisayar) audio video
- ses ve görüntü
- (Bilgisayar) sound and video
- seçik görüntü
- (Bilgisayar) sharp
- termal görüntü
- (Askeri) thermal imagery
- ters görüntü
- (Bilgisayar) mirror image
- video görüntü birimi
- (Bilgisayar) video display
- özet görüntü
- (Bilgisayar) display summary
- fotoğrafta net olmayan görüntü
- images in the photo is not clear
- görüntü yönetmeni
- Director of photography
- Digital Görüntü Kullanım Üretim Sistemi
- (Askeri) Digital Imagery Exploitation Production System
- Dijital Video Görüntü Gönderme Sistemi
- (Askeri) Digital Video Imagery Transmission System
- Görüntü ekranı
- Video screen , display screen
- Müşterek Taktik Hava Savunma Sistemi (Kara Kuvvetleri); Müşterek Taktik Görüntü
- (Askeri) Joint Tactical Air Defense System (Army); Joint Tactical Display System
- analog görüntü
- (Jeoloji) analog image
- anamorfoz görüntü
- anamorphic image
- ardıl görüntü
- afterimage
- ardışık görüntü
- afterimage
- arka görüntü
- (Havacılık) down-vision
- arkadan görüntü
- background image
- ateş destek takımı; donanma görüntü destek terminali
- (Askeri) fire support team; fleet imagery support terminal
- audio-görüntü
- audio image
- açık görüntü
- (Bilgisayar) light image
- aşamalı görüntü
- multi strobe
- berrak görüntü
- twenty-twenty
- birbirine karışan görüntü
- dissolve
- birincil görüntü
- (Bilgisayar) primary display
- birleşik enformasyon (danışma) bürosu; kontrol edilmiş görüntü temeli
- (Askeri) combined information bureau; controlled image base
- birleştirilmiş başlık ve görüntü görüş sistemi (Kara Kuvvetleri)
- (Askeri) integrated helmet and display sight system (Army)
- bulanık görüntü
- blurred picture
- bulanık görüntü
- unsharp picture
- derinlemesine görüntü
- (Sinema) deep-focus photography
- dijital görüntü
- (Jeoloji) digital image
- dikey görüntü
- (Sinema) vertical image
- düz görüntü
- erect image
- düğümsel olmayan görüntü gönderme
- (Askeri) display non-nodal routing
- edimsiz görüntü
- virtual image
- elektriksel görüntü
- (Elektrik, Elektronik) electrical image
- elektro-optik görüntü
- (Askeri) electro-optic(al) imagery
- elektronik görüntü
- electron image
- etiketli görüntü dosya formatı
- (Askeri) tagged image file format
- etkin görüntü
- (Bilgisayar) active view
- flu görüntü
- blurred picture
- flu görüntü
- unsharp picture
- gerilek görüntü
- (Pisikoloji, Ruhbilim) recurrent image
- gerçek görüntü
- (Fotoğrafçılık) actual image
- gerçek görüntü
- real image
- gizli görüntü
- latent image
- gölge görüntü
- silhouette
- görsel görüntü birimi
- (Askeri) visual display unit
- görsel görüntü birimi kontrolörü
- (Askeri) visual display unit controller
- görüntü
- outlook
- görüntü
- semblance
- görüntü
- phantom, specter, apparition
- görüntü
- cin., television image, picture
- görüntü
- image , video , picture
- görüntü
- spectre, phantom; image; frame, picture; vision
- görüntü
- spectacle
- görüntü
- (Matematik) image
- görüntü
- phys. image
- görüntü
- displaying
- görüntü
- sight
We lost sight of the man in the crowd.
- Biz kalabalıkta adamın görüntüsünü kaybettik.
I lost sight of her in the crowd.
- Kalabalıkta onun görüntüsünü kaybettim.
- görüntü
- picture
Mary liked the cute penguin picture in Tom's user profile.
- Mary, Tom'un kullanıcı profilindeki sevimli buzulkuşu görüntüsünü beğendi.
My TV set is almost 15 years old, but it still has a good picture.
- Televizyonum neredeyse 15 yaşında ama hâlâ iyi bir görüntüye sahip.
- görüntü admitansı
- image admittance
- görüntü al
- (Bilgisayar) acquire image
- görüntü alıcısı
- (Çevre) image receptor
- görüntü bağdaş
- (Bilgisayar) image adapt
- görüntü bellek
- virtual memory, virtual storage
- görüntü belleği
- video memory , display memory
- görüntü birimi
- display (unit) , display monitor , monitor
- görüntü biçimi
- image pattern
- görüntü boyutu
- picture ratio
- görüntü bozulması
- image distortion
- görüntü bölgesi kod (NYX) gönderme işlemi
- (Askeri) display area code (NYX) routing
- görüntü bölücüsü
- image dissector
- görüntü değiştirici
- image converter
- görüntü döndür
- (Bilgisayar) flip image
- görüntü düzeyi
- focal plane
- görüntü efektleri
- visual effects
- görüntü elemanı
- (ekran) pixel
- görüntü empedansı
- image impedance
- görüntü eni
- frame width
- görüntü frekansı
- image frequency
- görüntü girişimi
- image interference
- görüntü hatırlama
- afterglow
- görüntü ile ilgili
- visional
- görüntü işistasyonu
- display station , display workstation
- görüntü işleme ve yayma sistemi; yurt içi petrol dağıtım sistemi (Kara Kuvvetler
- (Askeri) imagery processing and dissemination system; inland petroleum distribution system (Army)
- görüntü kapısı
- (Bilgisayar) video port
- görüntü kapısı
- (Bilgisayar) viewport
- görüntü kartı
- display card , video card
- görüntü kaydı
- tape recording
- görüntü kesilmesi
- vision break
- görüntü kullanım destek sistemi
- (Askeri) imagery exploitation support system
- görüntü kullanım sistemi
- (Askeri) imagery exploitation system
- görüntü kurgusu
- (Sinema) picture editing
- görüntü kuvveti
- image force
- görüntü kümesi
- (Matematik) image set
- görüntü kıymetlendirme raporu; kızılötesi görüntüleme; istihbarat bilgi raporu
- (Askeri) imagery interpretation report; imaging infrared; intelligence information report
- görüntü lambası
- display tube, kinescope
- görüntü merceği
- (İnşaat) objective lens
- görüntü nakli
- picture transmission
- görüntü negatifi
- picture negative
- görüntü odak
- (Fotoğrafçılık) image focus
- görüntü oranı
- aspect ratio, picture ratio
- görüntü ortikonu
- image orthicon
- görüntü oynat
- (Bilgisayar) play videos
- görüntü oyunu ile ilgili
- phantasmagoric
- görüntü paketi
- (Askeri) imagery pack
- görüntü saklama ve yayımlama sistemi
- (Askeri) stored imagery repository and dissemination system
- görüntü sayısı
- number of frames
- görüntü sesi
- (Bilgisayar) video vol
- görüntü seç
- (Bilgisayar) select image
- görüntü sinyali
- picture signal
- görüntü sortisi
- (Askeri) imagery sortie
- görüntü sürücüsü
- display adaptor , display driver
- görüntü sürümü
- (Bilgisayar) image version
- görüntü süzgeci
- (Bilgisayar) display filter
- görüntü tarayıcı
- image dissector
- görüntü tutulması
- afterglow
- görüntü tüpü
- image tube
- görüntü url
- (Bilgisayar) image url
- görüntü yazı
- (Dilbilim) iconography
- görüntü yönetici
- (Bilgisayar) video controller
- görüntü yükle
- (Bilgisayar) image load
- görüntü zayıflaması
- image attenuation
- görüntü çözmek
- (Televizyon) deinterlace
- görüntü çözümleyici
- image dissector
- görüntü ölçeği
- image scale
- görüntü öğesi
- display point , picture element
- görüntü ürün kütüphanesi; birleştirilmiş öncelik listesi
- (Askeri) image product library; integrated priority list
- görüntü-ses montajı
- picture-sound editing
- göz kamaştıktan sonraki görüntü
- ocular spectrum
- göz kamaştıktan sonraki görüntü
- spectrum
- harekat alanı görüntü terminali
- (Askeri) theater display terminal
- hatalı görüntü
- (Havacılık) false plot
- hayal meyal görüntü
- silhouette
- hayali görüntü
- phantasmata
- hayali görüntü
- phantasm
- hayali görüntü
- phantom
- hiperspektral görüntü
- (Askeri) hyperspectral imagery
- ileri görüntü ihtiyaçları kullanım sistemi
- (Askeri) advanced imagery requirements exploitation system
- infrared görüntü
- infrared imaging
- işlemci, dizüstü bilgisayar görüntü iletim teçhizatı
- (Askeri) processor, laptop imagery transmission equipment
- jenerik görüntü
- (Pisikoloji, Ruhbilim) generic image
- kalıcı görüntü
- afterglow
- karlı görüntü
- picture noise
- milli görüntü iletim formatı
- (Askeri) national imagery transmission format
- mor ötesi görüntü
- (Askeri) ultraviolet imagery
- müşterek görüntü üretim kompleksi
- (Askeri) joint imagery production complex
- müşterek hizmetler görüntü sayısallaştırma sistemi
- (Askeri) joint Services imagery digitizing system
- negatif görüntü
- (Fotoğrafçılık) negative picture
- negatif görüntü
- negative image
- net görüntü
- twenty-twenty
- nixie görüntü tüpü
- nixie tube
- olağan görüntü
- (Bilgisayar) ordinary image
- optik görüntü
- optical image
- pozitif görüntü
- (film) positive
- pozitif görüntü
- positive picture
- pozitif görüntü eşlemi
- (Sinema) picture duping print
- pozitif görüntü kopyası
- (Sinema) picture duping print
- pozitif görüntü phot
- positive image, positive picture
- projektör ile yapılan görüntü oyunu
- phantasmagoria
- radar ekranındaki görüntü
- pip
- radar ekranındaki görüntü
- radar display