121,160 entries: 117,469 new terms: 8,122 new entries : 7,660

listen to the pronunciation of 121,160 entries: 117,469 new terms: 8,122 new entries : 7,660
الإنجليزية - التركية

تعريف 121,160 entries: 117,469 new terms: 8,122 new entries : 7,660 في الإنجليزية التركية القاموس.

terms
{i} şartlar

Daha iyi şartlar bekliyorduk. - We expected better terms.

Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız. - At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.

terms
adlandır
terms
{i} ücret
terms
anlaşma koşulları
terms
(Kanun) hükümler
terms
vadeler
terms
ara

Owen'la aranızın iyi olmadığını duydum. - I hear you're on bad terms with Owen.

Onlarla aramız iyidir. - We are on good terms with them.

terms
bilimsel terimler
terms
{i} samimiyet
terms
terim/vade/dönem/koşul
terms
{i} yakınlık
terms
{i} fiyat

Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim. - I'll agree to the terms if you lower the price.

terms
{i} koşullar

Çok az insan, imzalamadan önce bir sözleşmenin bütün şartlarını ve koşullarını okuma zahmetine katlanır. - Few people take the trouble to read all the terms and conditions of a contract before signing it.

Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti. - The next step was to negotiate terms of a peace treaty.

الإنجليزية - الإنجليزية
terms