You have only three options to select.
- Seçmek için sadece üç seçeneğin var.
We have to pick a place to set up the tent.
- Çadır kurmak için bir yer seçmek zorundayız.
It took me a long time to pick out a new pair of glasses.
- Yeni bir gözlük seçmek uzun zamanımı aldı.
She had to choose her words carefully.
- O, sözlerini dikkatle seçmek zorunda kaldı.
It took her a long time to choose a hat.
- Bir şapka seçmek onun uzun bir süresini aldı.
He had no other choice but to choose the names randomly.
- İsimleri rastgele seçmekten başka seçeneği yoktu.
You have to pick one.
- Bir tane seçmek zorundasın.
I have to pick one of them.
- Onlardan birini seçmek zorundayım.
I want to pick out a present for my friend.
- Arkadaşım için bir hediye seçmek istiyorum.
It took me a long time to pick out a new pair of glasses.
- Yeni bir gözlük seçmek uzun zamanımı aldı.
You have only three options to select.
- Seçmek için sadece üç seçeneğin var.