-e karşılık

listen to the pronunciation of -e karşılık
التركية - الإنجليزية

تعريف -e karşılık في التركية الإنجليزية القاموس.

-e karşılık
in return for
-e karşılık
in response to
-e karşılık
in exchange for
karşılık
response
karşılık
provision
buna karşılık
on the other hand
karşılık vermek
respond

Don't bother to respond. - Karşılık vermek için rahatsız olma.

karşılık
counterpart
karşılık
equivalent

A kilo of ketchup is equivalent to two kilos of tomatoes. - Bir kilo ketçap, iki kilo domatese karşılık gelir.

karşılık
reply

Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply. - Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.

karşılık
response, reaction; answer, response, reply, acknowledgement; reciprocity; equivalent, counterpart; recompense, compensation, allowance; reward, consideration
karşılık olarak
in exchange for
aynen karşılık vermek
retort
karşılık
payoff
aynı şekilde karşılık verilmek
retaliate
karşılık
remuneration
yetersiz karşılık
(Ticaret) insufficient funds
karşılık ayırma
spend money
karşılık beklemeden
disinterested
karşılık beklemeksizin
be free from all expectations
karşılık beklemeksizin
have no expectations
karşılık olma, karşılama
have money, meet
karşılık olmak
In response to
karşılık vermek
reciprocate
aynen karşılık
tit for tat

Tom insulted me severely, but I gave him tit for tat. - Tom bana ağır biçimde hakaret etti ama ben ona aynen karşılık verdim.

aynen karşılık
tit-for-tat strategy
aynen karşılık stratejisi
(Pisikoloji, Ruhbilim) tit-for-tat strategy
aynen karşılık verme
retortion
aynen karşılık verme
reprisal
aynı şekilde karşılık
pay in kind
aynı şekilde karşılık vermek
pay back in one's own coin
borca karşılık teminat
indemnity against liability
cevaba cevapla karşılık vermek
rejoin
cevaba cevapla karşılık vermek
reply
eleştiriyle karşılık vermek
oppugn
esnek karşılık doktrini
(Hukuk) flexible response doctrine
gülümseme ile karşılık vermek
smile
günaha karşılık ceza
(kilise) penance
karşılık
opposite, contrary
karşılık
return

What does Tom expect in return? - Tom karşılık olarak ne bekliyor?

What does Tom want in return? - Tom karşılık olarak ne istiyor.

karşılık
repayment
karşılık
(Hukuk) set-off, counterpart
karşılık
response, reply
karşılık
recompense
karşılık
offset
karşılık
response, reaction
karşılık
bargain
karşılık
counterbalance
karşılık
amount paid; equivalent given in return
karşılık
payment
karşılık
quid pro quo
karşılık
equivalent (of a term)
karşılık
as against
karşılık
reciprocation
karşılık
consideration
karşılık
appropriation, designated fund
karşılık
provisions
karşılık
quittance
karşılık
reward
karşılık
answer

She knows better than to answer back to him. - Ona karşılık vermeyecek kadar akıllıdır.

I can't answer for his dishonesty. - Ben onun sahtekarlığına karşılık veremem.

karşılık
requital
karşılık
wages
karşılık
counter

He countered their proposal with a surprising suggestion. - O, onların teklifine şaşırtıcı bir öneri ile karşılık verdi.

karşılık
counterweigh
karşılık beklemeden yapılan
disinterested
karşılık beklememe
disinterestedness
karşılık birimi
answerback unite
karşılık istemez
Don't argue./Don't talk back
karşılık kodu
answerback code
karşılık olarak
1. in return. 2. in reply
karşılık olarak
in reply to, in return, back
karşılık olarak
in place of
karşılık olarak
in return

What do you want in return? - Karşılık olarak ne istiyorsun?

What does Tom expect in return? - Tom karşılık olarak ne bekliyor?

karşılık olarak
in lieu
karşılık olarak
in answer to
karşılık rayı
wing rail
karşılık varlıklar
(Hukuk) reserve assets
karşılık veren
respondent
karşılık verme
back talk
karşılık verme
reciprocation
karşılık verme
back chat
karşılık verme
answering back
karşılık vermek
talk back
karşılık vermek
hit back
karşılık vermek
riposte
karşılık vermek
counter
karşılık vermek
answer back
karşılık vermek
reply
karşılık vermek
answer
karşılık vermek
give back
karşılık vermek
answerback
karşılık vermek
a) to answer, to respond b) to answer back, to retort c) to counter
karşılık vermek
repay
karşılık vermek
to talk back (to), answer (someone) back
karşılık vermek
come back
karşılık vermek
strike back
karşılık vermeyen
irresponsive
kitlesel karşılık doktrini
(Politika, Siyaset) mass retaliation doctrine
kitlesel karşılık doktrini
(Hukuk) massive retaliation doctrine
kötülüğe iyilikle karşılık vermek
heap coals of fire on one's head
küstahça karşılık
back chat
meydan okumaya karşılık vermek
pick up the glove
meydan okumaya karşılık vermek
take up the glove
minnet borcuna karşılık
in gratitude for
nakit karşılık
(Ticaret) cash reserve
suçlamaya karşılık vermek
recriminate
topyekün karşılık doktrini
(Hukuk) massive retaliation doctrine
zararla karşılık
(Hukuk) reprisal, retaliation
zararla karşılık belgeleri
(Hukuk) letters of marques or reprisals
şiddetle karşılık verme
a warm reception
التركية - التركية

تعريف -e karşılık في التركية التركية القاموس.

karşılık
Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı, gerektirdiği başka davranış, mukabele: "Haykırışlarına etraftan karşılık gelmiyordu."- H. R. Gürpınar
karşılık
Bir şey alınırken karşı tarafa verilen başka şey, bedel: "Bir buçuk aylığının karşılığı olan üç yüz lira hatırı sayılır bir para idi."- R. H. Karay
karşılık
Cevap, yanıt
karşılık
Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı, gerektirdiği başka davranış, mukabele
karşılık
Bir iş için ayrılmış para, ödenek, tahsisat
karşılık
Bir dildeki bir sözü başka bir dilde aynı anlamda karşılayan söz
karşılık
Bir şey alınırken karşı tarafa verilen başka şey, bedel
الإنجليزية - التركية

تعريف -e karşılık في الإنجليزية التركية القاموس.

karşılık görmek
Get reciprocity