I knelt down to tie my shoes.
- Ayakkabılarımı bağlamak için çömeldim.
Tom leaned over to tie his shoelaces.
- Tom ayakkabı bağlarını bağlamak için eğildi.
Connecting a PC to the internet is not rocket science.
- İnternete bir PC bağlamak roket bilimi değildir.
This road connects the two cities.
- Bu yol iki şehri bağlamaktadır.