Bu iyi bir öğrenme ortamıdır.
- This is a good learning environment.
Çocukların mutlu bir ev ortamına ihtiyacı var.
- Children need a happy home environment.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Çevrenin tahribi dehşet vericidir.
- The destruction of the environment is appalling.
Güneş lekeleri birkaç bin derece daha serin olduğu için çevrelerinden daha koyu görünür.
- Sunspots appear darker than their surroundings because they are a few thousand degrees cooler.
Yeni çevreme uyum sağlamayı oldukça zor buldum.
- I found it pretty hard to adjust to my new surroundings.