Tom'a üç yüz dolar ödendi.
- Tom was paid three hundred dollars.
Onu söylemek için sana ne kadar ödendi?
- How much were you paid to say that?
Aslında bunu yapmak için bana para ödenmektedir.
- I'm actually paid to do this.
Kitap için beş dolar ödedim.
- I paid five dollars for the book.
Ona dört dolar ödedim.
- I paid him four dollars.
Ben gerekli vize ücretleri ödenene kadar seyahata gidemeyeceğim.
- I won't be able to go travelling until the requisite visa fees are paid.
Okullar ve yollar vergilerle ödenen hizmetlerdir.
- Schools and roads are services paid for by taxes.
Fransa'da işçiler her yıl dört haftalık ücretli izin alırlar.
- Workers in France receive four weeks of paid vacation each year.
Dün bir gün ücretli izin aldım.
- I took a paid day off yesterday.
Ben sadece ne yapmak için ödenmişsem onu yaparım.
- I only do what I'm paid to do.