(of volcanos) pouring out fumes or lava (or a deposit so formed)

listen to the pronunciation of (of volcanos) pouring out fumes or lava (or a deposit so formed)
الإنجليزية - التركية

تعريف (of volcanos) pouring out fumes or lava (or a deposit so formed) في الإنجليزية التركية القاموس.

eruption
(Jeoloji) volkanik püskürme
eruption
{i} püskürme

Son püskürmede 50'den fazla kişi öldü. Volkanik kayalar bazı kurbanların başına çarptı. - More than 50 people died from the recent eruption. Volcanic rocks struck some victims in the head.

Püskürme sonucu en az 31 kişi öldü. - At least 31 people have been killed by the eruption.

eruption
{i} patlama

Yanardağ patlamasını kıtlık izledi. - Famine followed upon the eruption of the volcano.

Volkan Vesuvius'un patlaması Pompeii şehrini yıktı. - The eruption of the volcano Vesuvius destroyed the city of Pompeii.

eruption
(Tıp) erüpsiyon
eructation
püskürme
eruption
döküntü
eruption
isilik
eructation
{i} geğirme
eructation
(Tıp) Geğirti, geğirme
eruption
(Biyoloji) erupsiyon
eruption
(Tıp) Tezahür, kızartı, kabarık, erüpsiyon
eruption
(Diş Hekimliği) 1. Patlama, püskürme, fırlama, indifa. 2. Diş sürmesi
eruption
sivilce/püskürme
eruption
{i} kabarma
eruption
{i} (yanardağ) püskürme
eruption
{i} diş çıkması
الإنجليزية - الإنجليزية
extravasation
eructation
eruption
(of volcanos) pouring out fumes or lava (or a deposit so formed)
المفضلات