Ben sadece ağır bir hastalık atlattım.
- I just got over a severe illness.
Şu anda çok şiddetli bir deprem her an olabilir.
- We may have a very severe earthquake any moment now.
Omzumda şiddetli bir ağrı hissettim.
- I felt a severe pain on the shoulder.
Jack çocuklarına çok serttir.
- Jack is very severe with his children.
O, çocuklarına karşı sertti.
- He was severe with his children.