Don't get upset, I was just having a lend.
Banka ona 500 dolar ödünç verdi.
- The bank lent him 500 dollars.
Öyle bir kişiye ödünç para vermemeliydin.
- You should not have lent the money to such a person.
Banka ona 500 dolar ödünç verdi.
- The bank lent him 500 dollars.
Bana ödünç verdiğin dergi çok ilginç.
- The magazine which you lent me is very interesting.
bir şeyi ödünç vermek.
Kâğıt uçak yavaşça yere doğru alçaldı.
- L'avion de papier descendit lentement au sol.
Alzheimer hastalığı yavaşça ve hissedilmeden oluşur.
- La maladie d'Alzheimer évolue lentement, insensiblement.