(law) right, privilege; law

listen to the pronunciation of (law) right, privilege; law
الإنجليزية - التركية

تعريف (law) right, privilege; law في الإنجليزية التركية القاموس.

jus
hak

Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor. - Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.

Sadece başka biri kötü bir şey yaptığı için kötü bir şey yapmanız hak değildir. - It's not right for you to do something bad just because someone else has done something bad.

jus
{i} hukuk

Hukuk ve adalet aynı değildir. - The law and justice are not the same.

Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp. - Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.

jus
jus gentiumdevletler hukuku
jus
jus divinum tanrısal emirlere dayanan hukuk
jus
jus civilemedeni hukuk
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} jus
(law) right, privilege; law
المفضلات