(fiil)k

listen to the pronunciation of (fiil)k
التركية - الإنجليزية
quack
A fraudulent healer or incompetent doctor of medicine, an impostor who claims to have qualifications to practice medicine

if we are ourselves valets, there shall ‘exist no hero for us; we shall not know the hero when we see him;’ - we shall take the quack for a hero; and cry, audibly through all ballot-boxes and machinery whatsoever, Thou art he; be thou King over us!.

The sound made by a duck

Did you hear that duck make a quack?.

To practice, commit quackery
{n} a bold but ignorant pretender to phsic
When a duck quacks, it makes the noise that ducks typically make. There were ducks quacking on the lawn. Quack is also a noun. Suddenly he heard a quack. to make the sound that ducks make (From the sound)
an untrained person who pretends to be a physician and who dispenses medical advice
A doctor
{s} impersonating, posing; involved in deceit
Hence, one who boastfully pretends to skill or knowledge of any kind not possessed; a charlatan
queen or jack
A person who falsely claims to have medical ability or qualifications
act as a medical quack or a charlatan
The cry of the duck, or a sound in imitation of it; a hoarse, quacking noise
{f} produce a quacking sound like that of a duck; impersonate, pose as a professional (esp. a doctor); deceive, mislead
the harsh sound of a duck
A charlatan
Pertaining to or characterized by, boasting and pretension; used by quacks; pretending to cure diseases; as, a quack medicine; a quack doctor
falsely presented as having medicinal powers
disapproval Quack remedies or quack cures are medical treatments that you think are unlikely to work because they are not scientific
fiil
deed
fiil
act, deed, action " eylem, edim, iş; verb" eylem
fiil
verb

I don't like learning irregular verbs. - Düzensiz fiilleri öğrenmeyi sevmiyorum.

My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along. - Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.

fiil
act, deed; law act
fiil
act
geçişsiz fiil
intransitive

A complete intransitive verb takes neither complement nor object. - Tam geçişsiz fiiller ne tümleç ne de nesne alır.

yardımcı fiil
auxiliary

This sentence is in the present perfect. 'have' is not a verb, but an auxiliary verb. - Bu cümle Present Perfect Tense. 'Have bir fiil değil ama bir yardımcı fiil.

fiil
verbal
fiil ehliyeti
(Politika, Siyaset) legal capacity
fiil türünden
(Dilbilim) verbal
geçişsiz (fiil)
(Dilbilim) neuter
isim-fiil
gerund
kusurlu fiil
(Kanun) quasi delict
sıfat-fiil
(Dilbilim) participle
fiil çekimi
conjugation

Italian, like Portuguese and French, has three verb conjugations. - İtalyanca aynı Portekizce ve Fransızca gibi üç fiil çekimine sahiptir.

That's the wrong conjugation. - O yanlış fiil çekimi.

bil fiil
known verbs
fiil kökü
verb root
işteş fiil
Reciprocal verb
zarf fiil
envelope acts
çekimli fiil
Transitive verb
başlama belirten fiil
inchoative
başlama belirten fiil
inceptive verb
den halinde isim fiil
supine
dönüşlü fiil
reflexive

The lesson on reflexive verbs is always difficult for the students. - Dönüşlü fiiller dersi öğrenciler için her zaman zordur.

etken anlamlı edilgen yapılı fiil
deponent
etken fiil
active verb
fiil
gram. verb; predicate
fiil / eylem
(Hukuk) act
fiil ehliyetinin kaybı
(Kanun) loss of capacity
fiil gövdesi
verb stem
fiil gövdesi gram
verb stem
fiil sıfatı
gerundive
fiil türet
verbify
fiil çekimi gram
conjugation
fiil çekimiyle ilgili olarak
conjugationally
geçişli fiil
transitive verb
haksız fiil
tort
haksız fiil law act of injustice
(a) wrong
hukuki fiil
(Kanun) juristicial act
hukuki fiil
juristic acts
i halinde isim fiil
supine
isim fiil
gerund
isim fiil
verbal
isim fiil
verbal noun
kurallı fiil
regular verb
müessir fiil
law assault and battery
tamamlanmış geçmiş zamanlı fiil
perfect
uluslar arası hukuka aykırı bir fiil
(Hukuk) internationally wrongful act uluslar arası hukuka aykırı fiilin ya da belirli bir faaliyetin bir uluslararası hukuk
التركية - التركية

تعريف (fiil)k في التركية التركية القاموس.

fiil
(Osmanlı Dönemi) iş, amel, oluş, hareket
fiil
İş, davranış
FİİL
(Osmanlı Dönemi) (Fi'l) Müessirin te'siri. Amel, iş. *Gr: Hâdiseye veya zamana delâlet eden kelime. (Sarf bilgisinde geniş izahı vardır.) Türkçede; gelme, gitme, yazma, okuma, gezme gibi kelimelere de fiil denir. (Fi'l diye de yazılır
MADDİ FİİL
(Hukuk) Açıklanan iradenin yalnızca maddi veya eylemsel bir sonuca yöneltilmesi
MUZAAF FİİL
(Osmanlı Dönemi) Gr: Fiilin kökündeki iki harfin aynısı beraber olan fiil. Medde - Şedde gibi. Başka tâbirle: Fiilin orta harfi ile son harfi (harf-i lâm'ı) aynı harfin tekerrüründen ibaret olan kelime
addan türeme fiil
bakınız: isimden türeme fiil
aktif fiil
Etken fiil
bağ fiil
Fiillerin zarf olarak kullanılan şekilleri, ulaç, zarf-fiil: gül-e gül-e, koş-arak, otur-up vb
birleşik fiil
İsim soyundan bir kelime ile biçim veya anlam bakımından kaynaşıp bütünleşen fiil: kaybolmak, reddetmek, hasta olmak, tedavi etmek gibi
dönüşlü fiil
Kavramın özneye dönüşmesini sağlamak için çoğu kez -n- bazen de -l- veya -ş- çatı ekleriyle kurulan fiil, mutavaat fiili
edilgen fiil
Türkçede çoğu kez -(i)l, bazen de -(i)n- edilgen çatı ekleriyle kurulan, gerçek öznesi belli olmayan, sözde özne ile kullanılan fiil: yaz-ıl-mak, oku-n-mak, tanı-n-mak vb
ek fiil
İsim, sıfat, zamir gibi isim soyundan kelimelerin yüklem görevinde kullanılmasını sağlayan yardımcı fiil. Bu fiilin geniş zamanı, şahıs ekleriyle çekilir: çalışkan-ım, çalışkan-sın, çalışkan(-dır) çalışkan-ız, çalışkan-sınız, çalışkanlar(lar-dır). Bu fiilin belirli, belirsiz geçmiş zamanlarıyla şartının çekiminde ek fiil gerektiğinde kullanılabilir: güzeldi (
etken fiil
Öznesi belli olan fiil: Ali kediyi çok sever cümlesinde olduğu gibi
ettirgen fiil
Taşıdığı kavram bir nesneye aktarılabilen çatılı fiil, faktitif. Geçişli veya geçişsiz fiil kök veya gövdelerine -er-, -ir-, -tir-, -t- eklerinden birinin veya ikisinin üst üste getirilmesiyle kurulur: İlâcı zorla içirdik. Bu işi başkasına yaptırtmak gerekir. cümlelerinde olduğu gibi
fiil
Olumlu veya olumsuz olarak çekimli durumda zaman kavramı taşıyan veya zaman kavramı ile birlikte şahıs kavramı veren kelime
fiil
Olumlu veya olumsuz olarak çekimli durumda zaman kavramı taşıyan veya zaman kavramı ile birlikte şahıs kavramı veren kelime, eylem
fiil cümlesi
Bildirme veya isteme kiplerinden biriyle kurulan ve olumsuzu ancak -ma/ -me eki ile yapılabilen cümle
fiil gövdesi
Kökü bir başka yapım eki almış fiil
fiil kökü
Fiil soyundan bir kelimenin bölünmeyen anlamlı kısmı
fiil tabanı
Fiil kök ve gövdelerinin çekim eki almamış hâli
fiil çekimi
Fiil, isim kök veya gövdelerine zaman kavramı ile birlikte şahıs kavramı da veren eklerin getirilmesi, fiil tasrifi
isimden türeme fiil
İsim kökünden fiil yapım ekiyle yapılmış fiil gövdesi, addan türeme fiil
işteş fiil
Bir isim birden çok özne tarafından karşılıklı, ortaklaşa yapıldığını belirten fiil, müşareket fiili
olumlu fiil
Bir işin, bir davranışın, bir oluşun olduğunu bildiren fiil: Söylemiş, yazacak... gibi
olumsuz fiil
Olumsuzluk kavramı veren fiil, Türkçede -ma, -me olumsuzluk eki alan fiil: Söylememeliydi, hastalanmaz, gelmeyince, yorgun değildir gibi
sıfat-fiil
Fiilden -an (-en), -r (-ır, -ir, -ur, -ür), -acak (-ecek) vb. eklerle türetilmiş isim ve sıfat görevinde kullanılan kelimeler, ortaç, partisip
sıfat-fiil grubu
Sıfat-fiillerin cümlede birlikte kullanıldıkları kelimelerle oluşturduğu grup
türemiş fiil
Yapım eki ile kurulmuş fiil: Başlamak, güzelleşmek, duraklamak gibi
yardımcı fiil
İsim soylu kelimelerin veya bazı fiilimsilerin fiil gibi kullanılmalarını sağlayan imek, etmek, eylemek, olmak, kılmak fiilleri: Hasta idim. Naz eyledi. Arz olunur gibi
zarf-fiil
Zarf olarak kullanılan fiil soyundan kelime, ulaç, bağ fiil, gerundium
zarf-fiil grubu
Birden fazla kelimeden oluşan zarf-fiil
çekimli fiil
Kip, zaman ve kişi eklerini almış fiil
(fiil)k
المفضلات