(1) give advice or opinion, as in: volunteers counsel the young people

listen to the pronunciation of (1) give advice or opinion, as in: volunteers counsel the young people
الإنجليزية - التركية

تعريف (1) give advice or opinion, as in: volunteers counsel the young people في الإنجليزية التركية القاموس.

counsel
{i} öğüt
counsel
{f} nasihat etmek
counsel
salık vermek
counsel
nasihat vermek
counsel
basiret
counsel
akıl vermek
counsel
öneri
counsel
tavsiye etmek
counsel
tavsiye
counsel
(isim) danışman; nasihat, tavsiye, öğüt, danışma; niyet, düşünce; avukat, dava vekili, hukuk danışmanı
counsel
{i} tavsiye, fikir, görüş; nasihat, öğüt
counsel
{f} öğüt vermek
counsel
{i} avukat
counsel
{i} niyet
counsel
{i} danışma

Herhangi bir danışmanlığa ihtiyacım yok. - I don't need any counseling.

Tom ve Mary evlilik danışmanlığına gitmeye karar verdi. - Tom and Mary decided to go to marriage counselling.

counsel
{i} dava vekili
counsel
{i} hukuk danışmanı
counsel
{i} nasihat
الإنجليزية - الإنجليزية
counsel
(1) give advice or opinion, as in: volunteers counsel the young people

    الواصلة

    (1) give ad·vice or opinion, as in: volunteers coun·sel the young peo·ple

    النطق

المفضلات